18. Ceza Dairesi 2019/8361 E. , 2020/4009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yaralama, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme:
A) Sanığa yükletilen, mağdurlar ... ve ..."e karşı kasten yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK"nın 53/1-(b) maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesinin, infaz evresinde resen gözetilebileceği,
Anlaşıldığından, sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B) Katılan ..., müşteki ... ve mağdur ..."a yönelik hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi karşısında, TCK"nın 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanunun 125/3-a ve c maddesindeki iki nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşılmaması,
2) Katılan, müşteki ve mağdur jandarma görevlilerinin beyanlarından, karakol içerisinde gerçekleştiği iddia edilen hakaret eyleminin, karakolun hangi bölümünde gerçekleştirildiğinin usulüne uygun şekilde belirlenip aleniyet unsurunun ne suretle oluştudğu tartışılıp açıklanmadan, yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile TCK"nın 125/4. maddesi uyarınca cezanın artırılması,
3) Sanığın, katılan, müşteki ve mağdur jandarma görevlilerine hitaben söylediği "kendimi yakaram, sorumlusu siz olursunuz, sizin başınızı belaya koyarım" şeklindeki sözlerin bir bütün halinde sonuç almaya elverişli, objektif olarak katılan, müşteki ve mağdur üzerinde ciddi bir korku veya endişe doğuracak nitelikte bulunmaması, sanığın da aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmemesi karşısında, CMK"nın 230/1-b maddesi gereğince sanığın fiili ile deliller arasında bağlantı kurularak sanığın ne şekilde tehditte bulunduğu açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
4) Kabulü göre de;
a) Sanığın hakkındaki şikayet nedeni ile görevliler tarafından işlem yapılmak üzere karakola götürüldüğü ve burada jandarma görevlilerini tehdit ettiğinin Yerel Mahkemece kabul olunduğu olayda, eylemin bir bütün halinde, hakkında yapılan soruşturma işlemini engellemek amacıyla jandarma görevlilerine karşı, görevi yaptırmamak için direnme niteliğinde olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde tehdit suçundan hüküm kurulması,
b) Sanık hakkında tehdit suçundan hüküm fıkrasındaki kanun maddesi "106/1-2. cümle" yerine, "106/1-1. cümle " olarak yazılması,
c) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.