Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-1505
Karar No: 2013/31

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/4-1505 Esas 2013/31 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/4-1505 E.  ,  2013/31 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2010/186158
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : KAYSERİ 1. Asliye Ceza
    Günü : 30.12.2009
    Sayısı : 1012-1674

    Kasten yaralama, tehdit ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından sanık M. D.."in kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nun 86/2, 86/3-a, 29, 62 maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis; tehdit suçundan 106/2-a, 43, 29, 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay hapis; 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan aynı kanunun 13/1., TCK’nun 62, 50/1. maddeleri uyarınca 6.375 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.03.2008 gün ve 764-269 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.05.2009 gün ve 19874-8969 sayı ile;
    “Anayasanın 141/3, 5271 sayılı CYY.nın 34/1, 230/1. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet savcısını ve de herkesi inandıracak, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması gerekir. Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açıdan gerekçelerde disiplin işlemini yerine getirmesi için, kararın dayandığı tüm verilerin bu bağlamda; iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmeler ile hükme esas alınan ve reddedilen kanıtların belirtilmesi, ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen eylem ve bunun nitelendirilmesinin açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle hükümler kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 30.12.2009 gün ve 1012-1674 sayı ile;
    “Her ne kadar yukarıda izah edilen bozma ilamında gerekçe yetersizliğine işaret edilmiş ise de esasen önceki gerekçenin yeterli olduğu düşünülmektedir.
    Mahkemece dinlenmesi mümkün olması dahi mağdur A. D.., sanığın kardeşidir.
    Soruşturma evresinde alınan ifadesinde alkollü olduğu için tartıştığı ve alkol almaması için uyardığı kardeşinin ruhsatsız tabancasını çıkartarak gösterdiği ve vururum diye bağırdığını belirtmektedir.
    Hayatın olağan akışı içinde bir kardeşin diğer bir kardeşi adli makamlara şikayet etmesi için çok ciddi bir sebebinin bulunması gereği vardır.
    Kanaatimizce, mağdur, sanığın tehdit yönlü fiillerinden etkilenmiş, korku ve paniğe kapılmış, kendisini güvenceye almak için adli makamlara şikayet yolunu tercih etmiştir.
    Bu sebeple eşi E. D.."in, çekinme hakkını kullanması sebebi ile sadece mağdurun olaya uygun düşen iddianame içeriğini doğrulayan ve samimi olduğu değerlendirilen ifadelerine hakimliğimizce itibar edilmiştir.
    Esasen sanığın geçmişteki sabıkalı kişiliği de toplumla, çevresi ile ve ailesiyle barışık bir yapıda olmadığı kanaatini uyandırmaktadır.
    Hem olaya uygun düşen mağdur beyanları hem de sanığın toplumla ve çevresi ile barışık olmayan kişiliği birlikte değerlendirildiğinde üzerine atılı tehdit, yaralama ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarını işlediğine dair hakimliğimizde yoğun bir kanaat oluşturmuştur.
    Kaldı ki soruşturma evresinde aldırılan 08/06/2005 tarih, saat 10.58 ibareli 7696 sayılı tıbbi kanaat raporunda da mağdurun sırtında, sol omzunda 2 cm. genişlikte 6-7 cm. uzunlukta künt cisimle vurmayla oluşmuş ekimoz mevcut olduğu, sol scapula üzerinde de 1-2 cm. genişlikte 3-4 cm. uzunlukta sıyrık ve ekimoz olduğu, sağ dirsek hizasında öne doğru 2-3 cm.lik şişlik mevcut olduğu belirtilmektedir.
    Aynı raporun ekinde bu lezyonların yaşamını tehlikeye sokmadığı, 3 günlük iş ve gücüne mani olduğu belirtilmektedir…” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
    Bu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 20.06.2012 gün ve 186158 sayılı “onama ve bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece, yerel mahkeme kararının yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması nedeniyle bozulmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, yerel mahkeme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından, yerel mahkemenin ilk hükümde delillerin değerlendirilmesi kısmında aralarında bağlantı kurulmaksızın, delilleri arka arkaya sıralayarak hüküm kurduğu, Özel Daire’nin konuya ilişkin bozma ilamından sonra ise hem yeni gerekçeler yazdığı hem de deliler arasında bağlantı kurduğu anlaşılmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
    a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
    d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
    Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    İnceleme konusu olayda, yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada önceki kararda olmayan yeni gerekçelere yer verilmek ve deliler arasında bağlantı kurulmak suretiyle, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmıştır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle, dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Kayseri 1.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 30.12.2009 gün ve 1012-1674 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.01.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi