17. Hukuk Dairesi 2014/12996 E. , 2014/11328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2013
NUMARASI : 2013/272-2013/163
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete Y.Sigorta poliçesi ile sigortalı olan B. L. Blok"taki dairenin içindeki spiral su borusunun patlaması sonucunda birtakım eşyaların zarar gördüğünü, spiral borunun yüklenici sıfatına sahip davalılar tarafından monte edildiğini, hatalı montajın hasara neden olduğunu ve hasar bedelinin davacı tarafından sigorta ettirene ödendiğini, alacağın rücuen tahsili için davalı aleyhine Bakırköy 12.İcra Müdürlüğünün 2012/18249 sayılı dosyasından yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, 18.836,10 TL. asıl alacak ile 2.500,69 TL. işlemiş faiz alacağına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının sigortalısı ile davacı arasındaki ilişki ticari ilişki olmadığı, uyuşmazlığın davalıların haksız eylemi nedeni ile zararın meydana gelip gelmediği konusunda olduğu bu sebeple davaya bakma görevinin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu belirtilerek GÖREVSİZLİK kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, 6102 sayılı TTK.nin 1472 (6762 sayılı TTK.nin 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren dava]ılardan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı rücuen halefiyete dayalı olarak dava açmış olup dava dışı sigortalı, tacir olmadığı gibi sigorta edilen yer de ticarethane olmayıp konuttur.
4822 sayılı Yasa ile değişik, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar." hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için, yasanın amacı içinde mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalılar arasında satış vadi sözleşmesi yapıldığı ve taraflar arasında 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir hukuki ilişkinin kurulduğu anlaşılmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Davacı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkında ki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu durumda uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yerel mahkemece bu hususun göz önünde bulundurulmayarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 8.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.