Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2207
Karar No: 2014/1155

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/2207 Esas 2014/1155 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/2207 E.  ,  2014/1155 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, ücret, ikramiye, ilave tediye ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili davacının, davalı şirkette 399 sayılı KHK"ye tabi sözleşmeli personel olarak çalışmakta iken 15.11.2000 tarihinde iş mevzuatına tabi personel statüsüne geçtiğini, 15.10.2004 tarihleri arasında idari uzman olarak çalıştığını, 15.10.2004 tarihi itibariyle müdür olarak görevlendirildiğini ve havuza alındığı tarih olan 15.06.2006 tarihine kadar müdür olarak çalıştırıldığını, bu dönemde 1. Derece imza yetkisi bulunduğunu, müdür olarak görevlendirildiği 15.10.2004-15.06.2006 tarihleri arasında müdür ve daha üst unvandaki personele ödenen temsil tazminatının ödendiğini, ancak ücret ve parasal haklarının idari uzman ücreti üzerinden ödendiğini, ücret ikramiye ve ilave tediyelerinin eksik ödendiğini, diğer müdür arkadaşları arasında çok yüksek rakamlarda ücret ve parasal haklar farkı oluşturularak 4857 sayılı İş Kanunu"nun 5. maddesine aykırı davranıldığını, bakiye kalan yıllık ücretli izninin de müdür ücreti üzerinden ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, ücret farkı alacağı, ikramiye farkı alacağı, ilave tediye farkı alacağı, 4857 sayılı Kanun"un 5. maddesi uyarınca eşit davranma borcuna aykırılık nedeniyle tazminat ve yıllık ücretli izin alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, taleplerini 02.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile artırmıştır.
    Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın görev ve çözüm yerinin idari yargı olduğunu, şirketin çeşitli kanunlarda yapılan değişiklerle özel hukuk hükümlerine tabi A.Ş. statüsüne kavuşturulduğunu, 15.10.2004 tarih ve 7931 sayılı Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde şirket hisselerinin %55"inin blok satışının gerçekleştirildiğini, 14.11.2005 tarihinde yapılan hisse devri ile kamu payının %50"nin altına düştüğünü ve kamu şirketi niteliğinin yitirildiğini, 31.08.2000 tarih ve 407 sayılı Şirket Yönetim Kurulu kararıyla iş mevzuatı ile ilgili yönetmelik ve esasların yürürlüğe konulduğunu, görevlendirme başlıklı 22. maddede vekil olarak atamalarda aylıksız vekaletin asıl olarak düzenlendiğini, şirketin devir aşamasında mevcut uzmanların görevde aksamaya mahal verilmemesini teminen müdür adına bazı yazışmalarda imza attıklarını, asaleten atanma olmadığından ücretinin ödenmesinin mümkün olmadığını, tüm hak ve alacakların ihtirazı kayıtsız alındığını belirterek, davanın görev, zamanaşımı ve diğer nedenlerle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının 15.10.2004-15.06.2005 tarihlerinde müdür vekili olarak 20 ay gibi bir süre görev yaptığı, davacıya müdür olarak çalıştırıldığı halde diğer müdürlere ödenen ücretlerden yaklaşık %43 oranında eksik ödeme yapıldığı, bu davranışın eşit davranma borcuna aykırılık oluşturduğu, davacının eksik ödenen ücretleri talebe hakkı olduğu, ayrıca 4857 sayılı Kanun"un 5. maddesinde yazılı 4 aylık ücret karşılığı tazminatı da talebe hakkı olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili kanuni süresi içinde temyiz etmiştir.
    Taraflar arasında davacının, vekaleten yerine getirdiği görev ve unvana göre ücrete hak kazanıp kazanamayacağı uyuşmazlık konusudur.
    Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene, işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle işverenin ayrım yapma yasağı, işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapıl­masını yasaklamaktadır. Bununla birlikte, eşit davranma borcu, tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmemektedir. Bahsi geçen ilke, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir.
    Öte yandan anılan ilke, hakların sınırlandırılmasına değil tesisine hizmet eder. Eşitlik ilkesi aynı durumda olan işçiler yönünden geçerlidir. Başka bir anlatımla işverenin, farklı konumda olan işçiler bakımından eşit davranma yükümü yerine, yönetim hakkı kapsamında farklı davranma serbestisinden söz edilir. İşverenin işçileri arasında eşit işlem yapma borcundan söz edebilmek için hiç şüphesiz işveren ile arasında iş ilişkisi kurulmuş olan işçilerin varlığı gerekmektedir. Eşitlik ilkesine uygun davranılıp davranılmadığının belirlenmesinde bu yönde bir iddiayı ileri süren işçi ile aynı işverene bağlı olarak, aynı ya da benzer işte, aynı ya da benzer verim ile çalışan, eğitim dereceleri aynı ya da benzer olan, kıdemleri eşit olan, kısacası objektif ve sübjektif nitelikleri itibarıyla karşılaştırılabilir iki veya daha fazla işçi bulunmalıdır.
    4857 sayılı Kanun sistematiğinde, eşit davranma borcu, işverenin genel anlamda borçları arasında yerini almış ve kanunun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 2. fıkrasına göre “İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz”. İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranmasının yaptırımı maddenin 6. fıkrasında belirtilmiştir. Anılan hükme göre işçinin dört aya kadar ücreti tutarında bir ücretten başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep imkanı bulunmaktadır. 4 ay üst sınır olduğundan tazminatın 1 ile 4 ay arasında hakim tarafından ihlalin ağırlığına, işçinin kıdemine göre belirlenmesi isabetli olacaktır.
    Dosya içeriğinden, davacının davalıya ait işyerinde, kapsam dışı personel, idari uzman olarak çalışmakta iken 15.04.2004-15.06.2006 tarihleri arasında Eğitim Planlama ve Uygulama Müdür vekili olarak çalıştığı anlaşılmıştır.
    Somut olayda, idari uzman unvanı ile görev yapan davacı, davalı işveren tarafından unvanı aynı olmak üzere müdürlük görevini yerine getirmek üzere görevlendirilmiştir. Davacı bu görevlendirme nedeni ile müdürler için öngörülen hakların kendisine ödenmesini talep etmiş ve bu farklar hüküm altına alınmıştır. Davacının unvanında değişiklik yoktur. Bu unvanı ile müdürlük kadrosunda görevlendirilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, müdürlere ödenmesi gereken fark alacaklarının kabulü doğru ise de davacının unvanında değişiklik olmadığı, bu unvanı ile müdürlük kadrosunda görevlendirildiği dikkate alındığında, eşit işlem borcuna aykırılık tazminatının kanuni koşullarının oluşmadığı gözetilmeden bu tazminatın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi