Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/833
Karar No: 2021/3455
Karar Tarihi: 21.06.2021

Danıştay 10. Daire 2021/833 Esas 2021/3455 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/833
Karar No : 2021/3455

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Komutanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Taraflarca; … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, 26/01/2011 tarihinde, Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Oktay Kışlası Çevre Güvenlik Yolu inşaatı bölgesindeki yol çalışması esnasında yuvarlanan kaya parçalarının davacılardan …'in üzerine düşmesi sonucu yaralanmasında davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranılan zararlara karşılık … için 250.000,00 TL (miktar arttırımı sonrası 452.497,93 TL) maddi - 75.000,00 TL manevi, baba … için 10.000,00 TL manevi, anne … için 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 547.497,93 TL tutarındaki tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faiz uygulanarak ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı Jandarma Genel Komutanlığı'nın sorumluluk sahası içerisinde yer alan bölgede, davalı ... İl Özel İdaresine ait araçlar ve personelle birlikte yürütülen yol yapım çalışması sırasında, kayaların mezra yoluna kadar inmemesi için herhangi bir fiziki güvenlik tedbiri ile şerit ve benzeri uyarıcı levhanın olmadığı, bu suretle gerekli güvenlik önlemlerini almadığı tespit edilen davalı idarelerin meydana gelen olayda kusurlu sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla, davacıların maddi ve manevi zararlarının hizmet kusuru ilkesi kapsamında karşılanması gerektiği, maddi tazminat isteminin yalnızca davacıların çocuğu … için talep edildiği gözetildiğinde, 12 yaşını doldurmayan …için belirlenecek maddi tazminat miktarında ana-babanın gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle indirim yapılmasının olanaklı olmadığı gerekçesiyle, davacılardan …'in maddi tazminat isteminin kabulüne, 452.497,93-TL maddi tazminatın, 250.000,00-TL'sinin … Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davasının açıldığı 24/10/2011 tarihinden, 202.497,93-TL'nin ise miktar artırım dilekçesinin davalı idarelere ilk tebliğ tarihi olan 02/05/2018 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından müştereken ve müteselsilen davacıya ödenmesine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacılardan … için 40.000,00-TL; … ve …'ten her biri için takdiren ayrı ayrı 10.000,00-TL olmak üzere toplam 60.000,00-TL manevi tazminatın … Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davasının açıldığı 24/10/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareler tarafından müştereken davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; olayın meydana gelmesinde, idarenin % 50 kusurlu olduğu, geri kalan kusurun da bakım ve gözetim yükümlülüğüne uyulmaması nedeniyle anne babaya ait olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu olaya ilişkin oluşan zarar hesabında davacı küçüğün toplam maddi zararından ebeveynleri olan ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen anne ve babanın kusuru olan % 50'lik payın düşülmemesi durumunda, %50'lik oranla kusurlu bulunan davalı idarenin haksız yere %100 kusurluymuş gibi tazminat ödemek durumunda kalacağı, başka bir anlatımla, davacı küçüğün toplam maddi zararının % 50'lik kısmından çocuğuna karşı sorumlu olan ebeveynlerinin sorumluluk paylarının hukuka aykırı şekilde davalı idare ödemek durumunda kalacağı, bu durumun da sorumluluk hukukuyla bağdaşmayacağı, idarenin tazminle sorumlu tutulabileceği kusur oranının % 50 olacağı, davacıların da % 50 oranında müterafik kusur durumu dikkate alındığında, davacı … için 226.248,96-TL maddi tazminat isteminin kabulüne, … Asliye Hukuk Mahkemesinde tazminat davasının açıldığı 24/10/2011 tarihinden, itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, geriye kalan 226.248,96-TL maddi tazminat isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı idarelerin İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına yönelik istinaf istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, manevi tazminatın kabulüne kısmı yönünden karar sonucu itibariyle hukuka uygun olduğundan istinaf başvurusunun reddine, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 226.248,96-TL maddi tazminatın 24/10/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte …'e ödenmesine, 226.248,96-TL maddi tazminat isteminin ise reddine, dava kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığından, yargılama giderleri-nisbi harç ve maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiği, 1.695,65 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre takdiren 695,65-TL 'sinin davacılar üzerinde bırakılmasına, kalan 1.000-TL yargılama gideri ile hükmedilen maddi tazminat için belirlenen 24.287,43-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, reddedilen maddi tazminat için belirlenen 24.287,43-TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek 1/2 oranında davalı idarelere verilmesine, hüküm altına alınan (maddi tazminat+manevi tazminat) toplam miktar üzerinden hesaplanan 19.553,66-TL nispi harçtan davanın açılması ve miktar artırım dilekçesinin sunulması aşamasında peşin yatırılan toplam 1.870,40-TL harcın mahsubu sonucu kalan 17.683,26TL nispi karar harcı ile resmi yapılan 59,00-TL posta ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılardan tahsili için ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına, hükmedilen toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 19.553,66-TL nispi karar harcının müştereken ve müteselsilen davalı idarelerden alınarak müştereken davacılara ödenmesine (bakiye harcın davacılar tarafından tamamlanması halinde) karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından olayın gerçekleşmesinde davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunduğu ve ortaya çıkan zararların hizmet kusuru ilkesi kapsamında karşılanması gerektiği, maddi tazminatın yalnızca … için talep edilmesi nedeniyle 12 yaşını doldurmamış davacı için belirlenecek maddi tazminat miktarından anne-babanın gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle indirim yapılmasının mümkün olmadığı; davalı Şırnak İl Özel İdaresi tarafından olayın askeri bölge içindeki çalışmalar nedeniyle meydana geldiği, İl Özel İdaresi’nin askeri kışla içinde faaliyet göstermesinin mümkün olmadığı, bu nedenle silah ve tel örgü ile özel olarak korunan askeri bölge içinde meydana gelen idari eylem nedeniyle İl Özel İdaresi’nin sorumlu tutulamayacağı, İl Özel İdaresi’ne ait makine parkında bulunan iş makinelerinin zaman zaman ilgili askeri birliklerin ihtiyacını karşılamak üzere ücret alınmaksızın tahsis edildiği, bu iş makinelerinin sevk ve idaresinin tamamen ilgili komutanlığın emri ile olduğu, tahsis edilen iş makinelerinin nerede, nasıl, hangi işte kullanılacağına tamamen askeri birliğin hiyerarşik ilişkisi içinde karar verildiği, meydana gelen zarardan sorumlu tutulabilmeleri için idari eylemin idarelerinin sıralı üst amirleri tarafından sevk ve idare edilmesi gerektiği, yapılan iş görev alanlarına girmediği için tazminle sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, zararın davacının ihmal ve kusurundan kaynaklandığı, küçük olan davacı yönünden anne ve babanın bakım ve gözetim sorumluluğunun bulunduğu, talep edilen tazminatın fahiş olduğu, olay ile idareleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, davacı 18 yaşından önce çalışma yaşına gelmediğinden gelirinde azalma olmadığı, bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaza tarihinden itibaren zarar hesabı yapılmasının hukuka aykırı olduğu, çalışma hayatına henüz başlamayan davacının bu dönemde zararının oluşacağından söz edilemeyeceği, bakiye ömür hesaplamasında PMF 1931 yaşam tablosunun değil, TRH 2010 tablosunun uygulanması gerektiği, meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesine ilişkin bilirkişi raporunda, davacının mesleğinin bildirilmediğinden bahisle davacının meslek grubunun Grup 1 olarak kabul edildiği, mahkemece davacının meslek grubu belirlenerek dosyanın yeni bir rapor alınmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerekmekte iken yeniden rapor alınmadığı, dosyada kusur tespiti yapılmadığı için dosyanın kusur tespiti yapılmak üzere bilirkişiye gönderilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Sekizinci ve Onuncu Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler ncelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı ... İl Özel İdaresi'nin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacıların Temyiz İstemlerinin İncelenmesi :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, maddi tazminatın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı … İl Özel İdaresinin Temyiz İsteminin İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'un 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir." kuralına yer verilmiştir.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, maddi zarar, olayda yaralanan davacı …'in 12 yaşında çalışmaya başlayacağı ve asgari ücret üzerinden gelir elde edeceği kabul edilerek hesaplanmış olmakla birlikte; davacı …'in 18 yaşından itibaren asgari ücretle çalışmaya başlayacağı varsayımından hareketle hesaplama yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla davacı …'in olay tarihinden (26/01/2011) 18 yaşına geldiği (11/02/2017) tarihe kadar olan dönemin hesaplanan toplam maddi zarardan düşülmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporu dikkate alınarak yapılan hesaplamada; davacı …'in, olay tarihinden 18 yaşına geldiği tarihe kadar olan döneme kadarki sürede toplam 31.004,60 TL maluliyet/iş gücü kaybı zararının hesaplandığı, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında bu tutara 1/2 oranında mütarefik kusur indirimi uygulanarak 15.502,30 TL maluliyet/iş gücü kaybı zararına hükmedildiği anlaşılmakla birlikte; bu döneme yönelik kısım maddi tazminat hesabından düşüldüğünde; 210.746,67 TL maddi tazminatın davalı idarelerden alınarak davacı ...'e ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Öte yandan; hükmedilen tutarın değişmesi nedeniyle Bölge İdare Mahkemesi kararında yer verilen vekalet ücretleri ve yargılama giderlerinin de düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "2- İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 226.248,96-TL maddi tazminatın 24.10.2011 tarihinden, itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte …'e ödenmesine, 226.248,96-TL maddi tazminat isteminin ise reddine,
A-Dava kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığından, yargılama giderleri-nisbi harç ve maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
3-Aşağıda dökümü yapılan 1.695,65 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre takdiren 695,65-TL 'sinin davacılar üzerinde bırakılmasına
4-Kalan 1.000-TL yargılama gideri ile hükmedilen maddi tazminat için belirlenen 24.287,43-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
5-Reddedilen maddi tazminat için belirlenen 24.287,43-TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek 1/2 oranında davalı idarelere verilmesine,
6-Hüküm altına alınan (maddi tazminat+manevi tazminat) toplam miktar üzerinden hesaplanan 19.553,66-TL nispi harçtan davanın açılması ve miktar artırım dilekçesinin sunulması aşamasında peşin yatırılan toplam 1.870,40-TL harcın mahsubu sonucu kalan 17.683,26TL nispi karar harcı ile resmi yapılan 59,00-TL posta ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılardan tahsili için ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına,
7-Hükmedilen toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 19.553,66-TL nispi karar harcının müştereken ve müteselsilen davalı idarelerden alınarak müştereken davacılara ödenmesine (bakiye harcın davacılar tarafından tamamlanması halinde)," ibaresinin;
"2- İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 210.746,67-TL maddi tazminatın 24/10/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte …'e ödenmesine, 241.751,26-TL maddi tazminat isteminin ise reddine,
A-Dava kısmen kabul kısmen retle sonuçlandığından, yargılama giderleri-nisbi harç ve maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması gerektiğinden,
3-Aşağıda dökümü yapılan 1.695,65 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranına göre takdiren 855,65-TL 'sinin davacılar üzerinde bırakılmasına
4-Kalan 840,00-TL yargılama gideri ile hükmedilen maddi tazminat için belirlenen 23.202,27-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
5-Reddedilen maddi tazminat için, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçmeyecek şekilde belirlenen 23.202,27-TL vekalet ücretinin davacılardan müşterek ve müteselsilen tahsil edilerek 1/2 oranında davalı idarelere verilmesine,
6-Hüküm altına alınan (maddi tazminat+manevi tazminat) toplam miktar üzerinden hesaplanan 18.494,71-TL nispi harçtan davanın açılması ve miktar artırım dilekçesinin sunulması aşamasında peşin yatırılan toplam 1.870,40-TL harcın mahsubu sonucu kalan 16.624,31 TL nispi karar harcı ile resmi yapılan 59,00-TL posta ücretinin müştereken ve müteselsilen davacılardan tahsili için ilgili Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına,
7-Hükmedilen toplam tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 18.494,71-TL nispi karar harcının müştereken ve müteselsilen davalı idarelerden alınarak müştereken davacılara ödenmesine (bakiye harcın davacılar tarafından tamamlanması halinde)," olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine; davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının manevi tazminata yönelik kısmının ONANMASINA, maddi tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik kısmının gerekçede belirtilen biçimde DÜZELTİLEREK ONANMASINA
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalıya iadesine, 21/06/2021 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.


(X)-KARŞI OY :
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Bakılan davada; davacılardan …'in yaralanmasına neden olan ve tazminat istemlerinin temelini oluşturan olaya ilişkin olarak ...Polis Merkezi Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü tarafından olay tarihinde düzenlenen … tarih ve … sayılı Olay Yeri İnceleme ve Tespit Tutanağı'nda; iş makinelerinin çalıştığı esnada telsizli iki askerin yolun Şırnak geliş yönünde ve mezra yönünde bekleyerek gelenleri uyarması dışında, kayaların mezra yoluna kadar inmemesi için herhangi bir fiziki güvenlik tedbirinin alınmadığı, şerit ve benzeri uyarıcı levhanın konulmadığı, iş makinelerinin çalıştığı alan ile yol arasında otuz metrelik bir rampanın bulunduğu, makinelerin zeminden sıyırdığı toprağı rampadan aşağı doğru süpürdükleri, mevcut süpürülen toprak zeminin yumuşak olduğu, halen bazı bölgelerde yol tarafında yuvarlanmaya müsait kaya parçalarının bulunduğu, süpürülen toprak ve kayaların yola iki metre mesafede bulunan askeri bölgeyi yoldan ayıran tel örgüyü bazı bölümlerde devirerek kapattığı yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Davalılardan ... Komutanlığı'nın sorumluluk sahasında bulunan askeri bölge içerisinde, diğer davalı … İl Özel İdaresine ait araçlar ve personelin de katılımıyla yürütülen yol yapım çalışması sırasında, kayaların mezra yoluna kadar inmemesi için herhangi bir fiziki güvenlik tedbiri alınmamış olması, şerit ve benzeri uyarıcı levhanın bulunmaması nedeniyle davalı idarelerin meydana gelen olayda hizmet kusurunun bulunduğu açıktır.
Öte yandan, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ile istinafen incelenen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; maddi tazminat isteminin yalnızca … için talep edildiği, on iki yaşını doldurmayan davacı için belirlenecek maddi tazminat miktarında ana-babanın gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle indirim yapılmasının olanaklı olmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu ile belirlenen ve miktar arttırımı dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılmaksızın zararın tamamının davalı idarelerce ödenmesi yönünde karar verilmiş, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararı ile ise olayın meydana gelmesinde idarelerin % 50 kusurlu olduğu, geri kalan kusurun da bakım ve gözetim yükümlülüğüne uyulmaması nedeniyle anne babaya ait olduğu sonucuna varıldığı, zarar hesabında gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen anne ve babanın kusuru olan %50'lik payın düşülmemesi durumunda, %50'lik oranla kusurlu bulunan davalı idarenin haksız yere %100 kusurluymuş gibi tazminat ödemek durumunda kalacağı, bu durumun da sorumluluk hukukuyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile %50 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle maddi tazminat isteminin 226.248,96-TL'lik kısmının kabulüne, 226.248,96-TL'lik kısmının ise reddine karar verilmiştir.
Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, her ne kadar anne babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle, belirlenen maddi tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılmışsa da; olayın askeri bölge içerisindeki çalışma nedeniyle yuvarlanan kayanın askeri bölge dışına çıkması sonucunda mezra yolunda gerçekleşmesi, bu yolun kamuya açık olması, yaralanan ve olay tarihinde on iki yaşında olan davacı …'in olay anında bu yolda bulunması nedeniyle kendisine veya anne babasına kusur izafe edilmesini gerektirecek herhangi bir tespite yer verilmemiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, zararın meydana gelmesinde davacıların müterafik kusurunun bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılmasının mümkün olmadığı ve zararın tamamının davalı idarelerce karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla; davacıların temyiz isteminin kabulüyle, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının maddi tazminatın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

(XX)-KARŞI OY :
Temyize konu kararda; davacıların %50 müterafik kusur oranı düşüldükten sonra, davalı idarelerin kusur oranları ayrı ayrı belirlenmeksizin, belirlenen maddi ve manevi tazminat tutarının müştereken ve müteselsilen davalı idarelerce davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Kamu idarelerinin kusurlu sorumluluklarına dayanılan tam yargı davalarında, kimsenin bir başkasının kusurundan kaynaklanan zararı tazmin etmek zorunda bırakılamayacağı ilkesinden hareketle, idarelerin ancak kendi kusurlarından kaynaklanan zararları tazmin etmekle sorumlu tutulabilecekleri açıktır.
Bölge İdare Mahkemesince, davalı idarelerin kusur oranları tespit edilmeksizin zararın tazmininden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları yönünde verilen kararda bu yönüyle hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varıldığından, Bölge İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi