Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/17934
Karar No: 2017/16512
Karar Tarihi: 07.03.2017

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2017/17934 Esas 2017/16512 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2017/17934 E.  ,  2017/16512 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair Kuşadası (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 19/09/2013 gün ve 2013/366 esas, 2013/552 kararın sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 esas, 2017/6835 karar sayı ile
    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanığın 19/09/2013 tarih ve 2013/366 (E) ve 2013/552 (K) sayılı ilamla hükümlülüğüne karar verilip, CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetim süresi içinde yükümlülük yüklenmemesine, hükmün kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde 10/09/2012 tarihinde hakaret suçu işlediğinden ve bu eyleminden dolayı Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/587 E.- 2013/87 K. sayılı ve 02.04.2013 tarihli ilamıyla neticeten 2100 TL adli para cezasına mahkum edilmesi ve bu hükümlülüğün 02.04.2013 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, hükmün CMK"nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla;
    1-Sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca hükmolunan hakaret olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 86/2. maddesi kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesinin ilamına konu hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2-Kabule göre de,
    02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/04/2017 tarih ve 4-2013/367487 sayılı yazısı ile,
    Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığının, 20/02/2008 tarih ve 2008/533 Esas sayılı iddianamesiyle, katılan sanıklar ..."nin diğer sanık ..."in üzerine araç sürmesi üzerine kaldırıma kaçarak kendisini zor kurtardığı daha sonra katılan sanık ..."in katılan sanık ...."yi Belediye"nin önünde gördüğü, kendisine aracı neden üzerime sürdün dediği ve sonrasında tarafların birbirlerine karşılıklı tehdit ve hakarette bulundukları ileri sürülerek katılan sanıklar hakkında TCK’nın 106/1, 125/1. maddelerince cezalandırılması istemiyle, katılan sanıklar hakkında kamu davası açıldığı,
    Kuşadası 1.Sulh Ceza Mahkemesinin, 10/03/2018 tarih ve 2008/272 Esas ve 2009/193 Karar sayılı ilamıyla, katılan sanık .... hakkında 1- hakaret suçundan beraatine, 2- TCK’nın 86/2, 35, 62 md 25 Gün Adpc ve TCK’nın 52/2 md 500 TL Adpc ve CMK"nın 231/5 md .... ve katılan sanık ... hakkında 1- TCK 125/1-4, 129/1, 62 md 58 Gün Adpc ve TCK’nın 52/2 md 1.160 TL Adpc ve CMK"nın 231/5 md HAGB 2- TCK 106/1, 29, 62 md 3 Ay 22 Gün Hapis ve ve CMK"nın 231/5 md HAGB kararı verildiği,
    Hüküm katılan sanık ... vekili tarafından, katılan sanık ..."ye yönelik hakaret suçuyla ilgili verilen beraat kararıyla ilgili yapılan incelemede, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin, 28/01/2013 tarih ve 2011/11997 Esas ve 2013/ 223284 Karar sayılı ilamıyla verilen beraat kararının onanmasına karar verildiği,
    Katılan sanık ... 5 yıllık deneme süresi içinde, hakaret suçunu işlediği ve bu kararın kesinleştiği ve HAGB ilamının yeniden değerlendirilmesi istemiyle ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu,
    Katılan sanık ... hakkında Kuşadası 1 Sulh Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarih ve 2013/366 Esas ve 2013/552 Karar sayılı ilamıyla, katılan sanık hakkındaki hüküm açıklanarak 1- TCK 125/1-4, 129/1, 62 md 58 Gün Adpc ve TCK 52/2 mrd 1160 TL Adpc 2- TCK 106/1, 29, 62 md 3 Ay 22 Gün Hapis ve TCK 53/1 md cezalandırılmasına karar verildiği,
    Katılan sanık ... tarafından hükmün temyiz edildiği, ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı kararıyla,
    1-Sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca hükmolunan hakaret olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 86/2. maddesi kapsamındaki hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesinin ilamına konu hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2-Kabule göre de,
    02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, usul ve yasaya aykırı görülerek hüküm bozulmasına karar verildiği,
    Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı bozma kararında yer alan bir nolu bozma kararının hukuk aykırı nitelikte olduğunu, usul kanunlarının zaman bakımından uygulanmasında kural, kanunda aksi açıkça düzenlenmedikçe "derhal uygulama" ilkesidir. Bu ilke uyarınca usul işlemleri, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan yargılama kanunu hükümlerine tâbidir. ceza yargılaması sırasında kanunda bir değişiklik yapıldığında yeni kanun veya iptal sonucunda ortaya çıkan usul prosedürü hemen uygulanmalıdır. Bu durumda, usul hükümlerinin geçmişe uygulanmasının hukuka aykırı kabul edilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla katılan sanık ..."in, 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca hakaret suçuna ilişkin olduğu ve bu suçla ilgili uzlaştırma hükümleri uygulandığı tarafların uzlaşmadıkları ve sonrasında sanık ..."in katılan ...."a yönelik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirine yönelik bozma kararının hukuka aykırı olduğu kabul edilerek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı kararında yer alan bir nolu bozma kararının hüküm fıkrasından çıkartılması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ: İtiraza konu uyuşmazlığın, katılan sanık ..."in hakkında CMK"nın 231/5. maddesince verilen 5 yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca hükmolunan hakaret olması, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirine yönelik bozma kararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
    5237 sayılı TCK, 5271 sayılı CMK ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda düzenlenen uzlaşma kurumunu düzenleniş itibariyle hem maddi ceza hukuku hem de usul hukuku müessesi özelliklerini taşıyan karma bir kurumdur. Hüküm tarihinden sonra 5560 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, uzlaşma kurumu 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde yeniden düzenlenmiş ve en son 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiştir. Madde başlığı “Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir." şeklinde getirilen düzenlemeyle, uzlaşma usul ve biçiminde değişikliğe gidilmiştir.
    Taraflar aralarında gerçekleştirilen uzlaşma sonucu, kamusal barış yeniden kurulmakta, Devlet de yaptırım uygulamak için katlanacağı giderlerden kurtulmuş olmaktadır. uzlaşmayı mağdur veya sanığın kabul etmemesi veya herhangi bir nedenle gerçekleşmemesi durumunda, eylemin karşılığı olan ceza yine ortaya çıkmaktadır.
    CMK’nın 174. maddesi uyarınca; uzlaşmaya tâbi suçlarda, uzlaşma hükümleri uygulanmadan dava açılması ve bunun iddianamenin kabulünden önce ve en geç 15 gün içinde anlaşılması hâlinde iddianame iade edilecektir. Bu nedenle dava açılmasını önleme fonksiyonuna sahip olan uzlaşma, ceza muhakemesi hukukuna özgü bir kurumdur.
    Uzlaşmaya tâbi suçlarda Cumhuriyet savcısının durumu fark etmeyerek dava açması ve mahkemece de bunun 15 günden sonra anlaşılması yahut suçun nitelik değiştirerek uzlaşma kapsamında bulunan bir suça dönüşmesi hâlinde, prosedürüne başvurulmadan kovuşturmanın sürdürülmesi mümkün değildir. Bu durumda uzlaştırma kovuşturma şartı olmaktadır. Suçun, uzlaştırmaya bağlı bir suç olması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma aşamasında uzlaştırma girişiminde bulunulması zorunludur. Bu nedenle de uzlaştırma muhakeme(yargılama) şartı olmaktadır.
    Özetle uzlaştırma soruşturma aşamasında dava açılmasını önleme fonksiyonuna sahip olması nedeniyle soruşturmayı sona erdiren, kovuşturma aşamasında da davayı düşüren bir yargılama hukuku işlemidir.
    5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7. maddesinde “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7/2. maddesinde “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” biçimindeki hükmün uygulama yöntemine ilişkin ayrıntılar TCY’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrasında, “1.6.2005 tarihinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak TCY’nın lehe olan hükümlerinin derhal uygulanabileceği hallerde, duruşma yapılmaksızın da karar verilebileceği” belirtilmiş olmasına karşın bu düzenlemenin genel kural niteliği taşımadığı açıkça anlaşılmaktadır.Bu nedenle failin lehine olan yasa hükmünün uygulanabilmesi açısından hangi durumlarda duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiğinin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
    Önceki ve sonraki yasa hükümlerinden hangisinin fail (sanık) lehine olduğunu saptamak için her bir somut olayı Y.C.G.Kurulu’nun 04.03.2003 gün, 2003/9-24 E, 2003/20 K. sayılı kararları doğrultusunda irdeleyerek;
    a) Herhangi bir inceleme ve araştırmayı,
    b) Kanıt tartışmasını,
    c) Takdir hakkının kullanılmasını,
    d) Sonraki yasayla değiştirilen suçun öğelerinin yeniden değerlendirilmesini gerektiren hallerde duruşma açılarak; belirtilen hallerin dışında ise, 5252 sayılı Yasanın 9/1. maddesi uyarınca lehe olan hükümlerin derhal uygulanabilmesi olanaklı bulunduğundan, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilebilecektir.
    5271 sayılı CYY’nın 253-255. maddelerinde düzenlenen uzlaşma kurumu, uygulama yöntemini düzenlemesi ve anılan yasada yer alması nedeniyle usul hukuku kurumu olması dolayısıyla, zaman bakımından uygulanmasında kural, kanunda aksi açıkça düzenlenmedikçe "derhal uygulama" ilkesidir. Bu ilke uyarınca usul işlemleri, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan yargılama kanunu hükümlerine tâbidir. O halde, ceza yargılaması sırasında kanunda bir değişiklik yapıldığında ya da dayanılan usul hükmüne ilişkin kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi durumunda, yeni kanun veya iptal sonucunda ortaya çıkan usul prosedürü hemen uygulanmalıdır. Ancak 5320 sayılı Kanunun 4/2. maddesinde de ifade edilen bu durum, önceki kanunun yürürlükte olduğu dönemde, o kanuna uygun biçimde yapılmış işlemlerin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı gibi yenilenmesini de gerektirmez.
    Bu ilkenin sonucu olarak;
    a) Usul işlemleri kural olarak yürürlükteki kanuna göre yapılacaktır.
    b) Yürürlükte olan kanuna göre yapılmış işlemler, sonradan yürürlüğe giren kanun nedeniyle geçerliliğini yitirmeyecektir.
    c) Anayasa Mahkemesinin iptal kararı veya yeni kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılması gereken usul işlemleri yeni kanuna ya da iptal kararıyla ortaya çıkan usule tâbi olacaktır.
    d) Yeni kanunun uygulanmasında sanığın leh veya aleyhinde sonuç doğurmasına bakılmayacaktır.
    Uzlaştırma kurumu, fail ile Devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği kural olarak kabul edilmekle birlikte, bu uygulamanın ancak görülmekte olan davalar bakımından geçerli olacağı ve kesinleşmiş kararların lehe değerlendirilmesi amacıyla yapılan uyarlama yargılamasında uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı kabul edilmektedir.
    Yukarıda açıklanan nedenler çerçevesinde,
    Sanık ..."in, 19/09/2013 tarih ve 2013/366 (E) ve 2013/552 (K) sayılı ilamıyla tehdit ve hakaret suçlarından hükümlülüğüne karar verildiği ve verilen cezaların, CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetim süresi içinde yükümlülük yüklenmemesine karar verildiği,Söz konusu anılan hükmün kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde 10/09/2012 tarihinde sanığın, hakaret suçu işlediğinden ve bu eyleminden dolayı Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2012/587 E.- 2013/87 K. sayılı ve 02.04.2013 tarihli ilamıyla neticeten 2100 TL adli para cezasına mahkumiyetine karar verildiği ve bu hükümlülüğün 02.04.2013 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle, hükmün CMK"nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına karar verildiği,
    Sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 125/1. maddesi uyarınca hükmolunan hakaret olduğu, takibi şikayete bağlı hakaret suçuyla ilgili uzlaşma hükümlerinin uygulanmadığının anlaşıldığı,
    02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş, 253. maddesinin 24 ve 25. Fıkralarına yer alan, "her Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde uzlaştırma bürosu kurulur ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı ile personel görevlendirilir."şeklindeki hükmü karşısında,
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesinin ilamına konu hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu, kabul edilerek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı kararıyla verilen bir nolu bozma kararının hukuka aykırı olduğu ve hükmün açıklanmasına neden olan Kuşadası 1 Sulh Ceza Mahkemesinin, 02/04/2013 tarih ve 2012/587 Esas ve 2013/87 Karar sayılı ilamının 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri kapsamında yeniden ele alınarak uyarlama yapılmasının usul hükümlerinin derhal uygulanabilirlik ilkesine ve 5320 sayılı Kanunun 4/2. maddesinde yazılı hükümler kapsamında hukuka aykırılık oluşturacağı, sanık hakkında ancak görülmekte olan davalar bakımından bu durumun geçerli olacağı ve kesinleşmiş kararların lehe değerlendirilmesi amacıyla yapılan uyarlama yargılamasında uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı kabul edilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı kararıyla verilen bir nolu bozma kararının hukuka aykırı olduğu nedenle, hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle ilamda yazılı diğer nedenlerle hükmün bozulması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
    1-İtirazımızın KABULÜNE,
    2-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/03/2017 gün ve 2014/49352 Esas, 2017/6835 Karar sayılı kararıyla verilen bir nolu bozma kararının hukuka aykırı olduğu kabul edilerek hükmün KALDIRILMASINA,
    3-Kuşadası 1 Sulh Ceza Mahkemesinin 19/09/2013 tarih ve 2013/366 Esas ve 2013/552 Karar sayılı ilamıyla, katılan sanık ... hakkında açıklanan hükmün 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, usul ve yasaya aykırı görülerek hükmün BOZULMASINA,
    4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,
    İtirazen arz ve talep olunur, isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    İTİRAZIN KAPSAMI:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının sanık hakkında tehdit suçundan TCK"nın 106/1-1, 62. maddelerine göre belirlenen 3 ay 22 gün hapis cezasına ilişkin hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce bozulmasına dair kararın 1. no"lu bozma nedeninin, hükmün açıklanmasına neden olan Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 02/04/2013 tarih ve 2012/587 Esas ve 2013/87 Karar sayılı ilamının 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri kapsamında yeniden ele alınarak uyarlama yapılmasının usul hükümlerinin derhal uygulanabilirlik ilkesine ve 5320 sayılı Kanunun 4/2. maddesinde yazılı hükümler kapsamında hukuka aykırılık oluşturacağı, sanık hakkında ancak görülmekte olan davalar bakımından bu durumun geçerli olacağı ve kesinleşmiş kararların lehe değerlendirilmesi amacıyla yapılan uyarlama yargılamasında uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı kabul edilmesi gerekmektedir düşüncesi ile CMUK"nın 308. maddesine göre itirazla, 1. no" lu bozma nedeninin hükümden çıkartılmasına ilişkindir.
    KARAR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı incelendi, buna göre dairemizin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, İTİRAZIN REDDİNE,
    Dairemizin 07.03.2017 tarih, 2014/49352 Esas - 2017/6835 sayılı kararının 1"no lu bozma nedeninin KALDIRILMASINA YER OLMADIĞINA, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurul Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi