Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/9-1235
Karar No: 2013/22

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/9-1235 Esas 2013/22 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/9-1235 E.  ,  2013/22 K.
  • TAKSIRLE ÖLÜME VE YARALAMAYA NEDEN OLMA
  • BILINÇLI TAKSIR
  • TAKSIR
  • BILINÇLI TAKSIR VE TAKSIR AYRIMI
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 85
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 22
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 85

"İçtihat Metni"

Taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan sanık Salih "in 5237 sayılı TCK"nun 85/2, 22/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay, sanık Metin "in ise 85/2, 22/3 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 18.04.2006 gün ve 39-138 sayılı hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 09.06.2008 gün ve 6343-7431 sayı ile;

"Oluşa ve dosya kapsamına göre olayda bilinçli taksirin şartlarının oluşmadığı gözetilmeden 5237 sayılı TCK"nun 22/3. maddesi uyarınca sanıkların cezalarında artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini, ayrıca bir kişinin öldüğü iki kişinin de yaralandığı olayda, mağdurların sanıklardan şikayetçi olmamaları karşısında, eylemlerin 5237 sayılı TCK"nun 85/1. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkeme ise 07.10.2008 gün ve 279-308 sayı ile sanıkların eyleminin TCK"nun 85/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğuna ilişkin bozma nedenine uymuş, bilinçli taksirin şartlarının oluşmadığına ilişkin bozma nedenine ise;

"...5237 sayılı TCK’nun 22. maddesinde taksir düzenlenmiştir. Yasanın 22/2. maddesinde "taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışının suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir" şeklinde düzenlendiği gibi 22/3. maddesinde bilinçli taksir "kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır" şeklinde kural belirlenmiştir. Bu kurallar doğrultusunda her iki sanığın eylemleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde sanık Salih’in yasal sınırları içerisinde de olsa bir miktar alkol aldığı halde sevk ve yönetimindeki 54… ..8 plakalı araç ile iki yönlü yolda kendi şeridinde giderken gidişine göre yolun solunda bulunan petrol istasyonundan yakıt almak istediği, bu sırada havanın karanlık olması nedeni ile karşıdan gelen aracın farlarını görebilecek konumda bulunduğu, karşıdan gelen aracın farlarını gördüğü ve aracında olup mağdur olarak dinlenen Yaşar’ ın da uyarısına rağmen karşıdaki petrole geçmeye çalıştığı, bu şekilde dönüş yaparken karşıdaki yönün şeridini kapattığı sırada trafik kazasının meydana geldiği, bunun taksir olduğu hususunda kuşku bulunmadığı ancak aynı zamanda sanığın alkollü veya alkolsüz karşıdan araç geldiğini görmesine rağmen seyrine devam ederek petrole girmeye çalışması karşısında sanığın başka kanıt olmaması nedeni ile olası kastla hareket ettiği de kabul edilemeyeceğine göre sanık Salih  ’ in mevcut duruma göre gece vakti karşıdan araç geldiğini fark etmesine rağmen karşı şeridi işgal etmesi halinde kaza olabileceğini öngörebilecek durumda iken bu öngörüye rağmen kendi aracının karşı yöndeki sanık Metin’in aracı gelmeden şeridi geçebileceği ve petrole girebileceğini düşünerek kusurlu hareketine devam ettiği, böylece sanık Salih’in eyleminin kaza olabileceği sonucunu öngörmesine rağmen kusurlu hareketini devam ettirmesi nedeni ile bilinçli taksir düzeyinde bulunduğu ve böylece sanığın söz konusu kural ihlalleri nedeni ile bilinçli taksirli olduğu, sanık  Metin’in da yönetimindeki 54 ….01 plakalı araçla gece 23.30 sıralarında ve 1.23 promil oranında alkol alarak ve kazaya karıştığı diğer sanık Salih’in 54 …..8 plakalı aracını kaza yerinden itibaren 9 metre uzağa sürükleyebilecek kadar süratli olması karşısında eyleminin adiyen taksir olarak değerlendirilemeyeceği, sanığın alkol alması halinde bilincindeki bulanıklık nedeni ile kontrolsüz araç kullanabileceğini, bundan dolayı kaza olabileceğini her normal insan gibi öngörebilecek durumda olduğu, bu öngörüye rağmen sanık Metin’in alkollü olduğu halde gece vakti ve yüksek hızla seyrettiği, karşıdan kural ihlali yaparak şeridine giren sanık Salih’in aracını fark etmeyerek gerekli önlemleri almadığı, böylece alkollü ve hızlı olarak  araç kullanması nedeni ile öngördüğü ancak buna rağmen işlediği kusurlu hareketleri sonucunda trafik kazasının meydana geldiği sanık Metin’in da söz konusu kusurlu eyleminde bilinçli taksirli olduğu" gerekçesiyle direnmiş, sanık Salih "in 5237 sayılı TCK"nun 85/1, 22/3 ve 62. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay, sanık Metin "in ise 85/1, 22/3 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.01.2010 gün ve 29214 sayılı sanık Salih yönünden "onama", sanık Metin yönünden "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıkların taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmalarına karar verilen olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerini taksirle mi, yoksa bilinçli taksir ile mi gerçekleştirdiğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Sanık Salih "in 15.07.2005 günü, saat 23.00 sıralarında havanın açık, gece sayılan zaman dilimi içerisinde, sevk ve idaresindeki 54 …..38 plakalı Renault Brodway marka otomobil ile asfalt kaplama, yol şerit çizgileri çizilmiş, iki yönlü, bölünmemiş, zemini kuru, eğimsiz, aydınlatması olan, karayolu üzerinde Sakarya istikametinden Karasu istikametine seyir halinde iken, kaza mahalli olan Karasu Liman Yolu Mevkine geldiğinde, geliş istikametine göre karşıda bulunan P…. Petrol isimli akaryakıt istasyonuna girmek için trafik lambası bulunmadığından sola sinyal verip yol üzerinde beklemeye başladığı, arkasından gelen bir aracın yanından geçmesinden sonra akaryakıt istasyonuna girmek için karşı şeride geçtiği sırada Karasu istikametinden gelen sanık Metin ‘in sevk ve idaresindeki 54 ……1 plakalı Skoda Octavia marka otomobille çarpıştığı, çarpma sonucu sanık Salih’in kullandığı aracın 9 metre sürüklendiği, Metin’in kullandığı aracında çarpma noktasına göre 5 metrelik mesafede bulunduğu,

Kazada, sanık Salih"in aracının sağ ön koltuğunda oturan Kemal "ın öldüğü, doktor raporlarına göre; mağdur Yaşar "ın yaşamını tehlikeye sokacak, mağdur Mustafa "nın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif, sanık Salih "in yaşamını tehlikeye sokacak ve organlarında işlev kaybı oluşacak ve sanık Metin "in ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif şekilde yaralandığı,

Trafik kazası tespit tutanağında; "Sürücü Salih’in sevk ve idaresindeki 54 …….8 plakalı aracı ile İstanbul caddesinde Karasu istikametine seyir halinde iken solda yol kenarında bulunan P….. Petrole girmek isterken kendi şeridinden çıkıp karşı şeride girerek karşı yönden gelen Metin’in kullandığı 54 PE 101 araçla kafa kafaya çarpıştığı olayda, sanık Salih’in kusurlu olduğu, Metin’in ise kusurlu olmadığı" açıklamasına yer verildiği,

Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yapılan keşif sonucu düzenlenen jandarma trafik biriminde çalışan Mesut tarafından düzenlenen raporda; "...sanık Salih’in 54 …….8 plakalı Renault Brodway marka otomobil ile Sakarya istikametinden Karasu istikametine seyir halinde iken İstanbul Caddesinde bulunan P………. Petrol istasyonuna girmek istediği sırada şerit ihlali yapması sonucu kazanın meydana geldiği, sanığın "şeride tecavüz etme" kuralını ihlal ettiği ve 7/8 oranında asli kusurlu olduğu, 54 ……..1 plakalı araç sürücü sanık Metin’in da aracın hızını azaltmaması nedeniyle 1/8 oranında kusurlu olduğu",

Mahkeme aşamasında yapılan keşif sonucu emekli trafik polisi İbrahim tarafından düzenlenen raporda ise; "...sanık Salih’in "şeride tecavüz etme" kuralını ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğu, diğer sanık Metin’in ise, çarpma sonucu sanık Salih’in kullandığı aracın 9 metre sürüklendiği, Metin’in kullandığı aracında çarpma noktasına göre 5 metrelik mesafede bulunduğu dikkate alınarak sanığın "araç hızlarının görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak" kuralını ihlal etmesi nedeniyle kusurlu olduğu" görüşlerine yer verildiği,

Karasu Devlet Hastanesince 16.07.2005 günü saat 00.00 düzenlenen rapora göre de; sanık Salih’in klinik olarak alkollü olduğunun tespit edildiği, yaralanmaları nedeniyle acilen ameliyata alındığı, Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine 16.07.2005 günü saat 00.30’da sanıktan kan örneği alındığı, kan örneğinin incelenmesi sonucu Adli Tıp Kurumu Kimya İhtisas Dairesince 18.05.2005 gün ve 4899 sayı ile sanık Salih’in 0.20 promil alkollü olduğunun tespit edildiği,

Karasu Devlet Hastanesince 16.07.2005 günü saat 00.00 düzenlenen rapora göre de; sanık Metin’in acil serviste alkolmetre ile yapılan ölçüm sonucu 1.23 promil alkollü olduğunun belirlendiği,

Anlaşılmaktadır.

Tanık İsmail soruşturma aşamasında; olay tarihinde P……. Petrolde pompacı olarak çalıştığını, saat 23.00 sıralarında Sakarya tarafından gelmekte olan Brodway marka aracın dikkatini çektiğini, sinyal vermesi nedeniyle akaryakıt istasyonuna giriş yapmasını beklediğini, aracın sinyali verdikten sonra 1-2 dakika yolun ortasında beklediğini, aracın farlarının yandığını, ancak çalışıp çalışmadığını tespit edemediğini, daha sonra Karasu istikametinden gelen Octavia marka bir aracın yolun ortasında çapraz vaziyette bulunan Brodway marka araca çarptığını, Brodway marka aracın yolun ortasında çapraz vaziyette 1-2 dakika kaldığını, ilk olarak aracın stop ettiğini düşündüğünü, çünkü yolun boş olması nedeniyle geçmek isteseydi geçebileceğini ifade ettiği, mahkemece yapılan keşifte ise; Sakarya istikametinden gelen aracın (Salih "in kullandığı) akaryakıt istasyonuna dönmek için sinyal verip yolun ortasında beklediğini, bu sırada o aracın sağ yanından bir kamyonun geçip gittiğini, daha sonra Karasu istikametinden gelen araçla çarpıştıklarını, ancak bu çarpışmanın istasyona girmek için bekleyen araç beklerken mi yoksa geçmek için hareket ettikten sonra mı gerçekleştiğini çözemediğini,

Tanık Nazif; olay tarihinde aracıyla Sakarya"dan Karasu istikametine doğru seyir halinde olduğunu, kendi şeridinde yoğun bir trafik olduğunu, araçların konvoy halinde seyrettiğini, bir ara önündeki araçları sollamayı düşündüğünü, karşı şeritten gelen aracın farlarını görünce vazgeçtiğini, o sırada kazanın meydana geldiğini,

Mağdur Mustafa; olay tarihinde sanık Salih "in kullandığı araçla Karasu"ya gittiklerini, araçta sanık dışında ölen Kemal, Yaşar ve kendisinin bulunduğunu, aracın ön koltuğunda ölen Kemal"in oturduğunu, araçla seyir halinde iken sanık Salih"in aracına yakıt alacağını ve istasyonun girişinin nerede olduğunu sorduğunu, kendisinin istasyonun girişini sanığa tarif ettiğini, arkadan araç geldiğini ve biraz beklemesi gerektiğini söylediğini, bir süre sonra bekledikleri aracın geçtiğini ancak sonrasını hatırlamadığını,

Mağdur Yaşar; olay günü Karasu Festivaline gitmek üzere sanık Salih"in kullandığı araçla yola çıktıklarını, kendisinin mağdur Mustafa ile birlikte arka koltukta oturduğunu, festival alanına gelmeden sanığın gaz alalım dediğini, akaryakıt istasyonunun girişini sorduğunu, mağdur Mustafa"nın da girişin soldan olduğunu, ancak araç geldiğini beklemesi gerektiğini söylediğini, gelen aracın geçtiğini, sanık Salih"in de sola sinyal vererek geçmeye çalıştığı sırada karşı yönden gelen bir aracın kendilerine çarptığını,

Sanık Salih; olay gecesi saat 23.00 sıralarında Sakarya istikametinden Karasu istikametine seyir halinde olduğunu, seyir istikametine göre karşı şeritte bulunan P………. Petrol isimli işyerine geçmek için sola sinyal verdiğini, şerit değiştirip dönüş yaptığı sırada karşı istikametten gelen diğer sanık Metin "in kullandığı otomobilin kendi aracına sağ ön taraftan çarptığını, olayda kusurunun olmadığını,

Sanık Metin; olay gecesi saat 23.00 sıralarında Karasu"dan Sakarya istikametine doğru seyir halinde olduğunu, bu yönde araç trafiği olmadığını, ancak Karasu"da festival olması nedeniyle karşı şeritten yoğun bir trafik akışının olduğunu, yaklaşık 80 km hızla seyrederken P……. Petrol isimli akaryakıt istasyonuna geldiğinde karşı şeritten bir aracın önüne çıktığını, aracın birden önüne çıkması nedeniyle fren yapıp yapmadığını hatırlamadığını, aracın önüne birden çıkmasıyla çarpışmanın gerçekleştiğini, karşı yönden gelip önüne çıkan aracın sinyal verdiğini de görmediğini ifade ettiği,

Görülmektedir.

Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi bakımından, taksir ve bilinçli taksir kavramları üzerinde durulması gerekmektedir.

Kural olarak suç; ancak kastla, kanunda açıkça gösterilen hallerde ise taksirle de işlenebilir. İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksirde, failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir.

5237 sayılı TCK’nun 22/2. maddesinde taksir; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın, suçun yasal tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” şeklinde tanımlanmıştır.

Öğretide de benimsendiği üzere, Ceza Genel Kurulunun birçok kararında taksirin unsurları;

1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,

2- Hareketin iradi olması,

3- Sonucun istenmemesi,

4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,

5- Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülememiş olması, şeklinde kabul edilmektedir.

Taksirli suçlarda da, gerek icrai hareketin gerekse ihmali hareketin iradi olması ve meydana gelen neticenin öngörülebilir olması gerekmektedir. İradi bir davranış bulunmadığı takdirde taksirden bahsedilemeyeceği gibi, öngörülemeyecek bir sonucun gerçekleşmesi halinde de failin taksirli suçtan sorumluluğuna gidilemeyecektir.

Sonucun gerçekleşmesinde, mağdurun taksirli davranışının da etkisinin bulunması halinde, diğer taksirli davranış nedensellik bağını kesmediği sürece bu durum failin taksirli sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı gibi, taksirin niteliğini de değiştirmez. 5237 sayılı TCK’nda kusurun derecelendirilmesi suretiyle herhangi bir ceza indirimi söz konusu olmadığından, bu hal ancak temel cezanın tayininde dikkate alınabilir.

5237 sayılı TCK’da taksir; basit taksir ve bilinçli taksir şeklinde ayrıma tabi tutulmuş, kanunun 22/3. fıkrasında bilinçli taksir; “kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi” şeklinde tanımlanmış, bu halde taksirli suça ilişkin cezanın üçte birden yarıya kadar arttırılacağı öngörülmüştür.

Basit taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt; taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörememesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır.

Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin hali ile bir tutulamaz. Neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu sonucu meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Sanık Salih "in 15.07.2005 günü, saat 23.00 sıralarında sevk ve idaresindeki 54 ……..8 plakalı Renault Brodway marka otomobil ile Sakarya istikametinden Karasu istikametine seyir halinde iken, kaza mahalli olan Karasu Liman Yolu Mevkine geldiğinde, geliş istikametine göre karşıda bulunan P…….. Petrol isimli akaryakıt istasyonuna girmek için sola sinyal verip yol üzerinde beklemeye başladığı, aynı şeritte arkasından gelen ve tanık anlatımına göre kamyon olduğu anlaşılan aracın geçişini takiben şeridi kontrol etmeden karşı şeride geçiş yaptığı, bu sırada Karasu istikametinden gelen sanık Metin "in sevk ve idaresindeki 54 ……..1 plakalı Skoda Octavia marka otomobille çarpıştığı olayda, Salih "in olay sırasında kendi şeridinden karşı şeride geçmek için trafik kurallarına uygun şekilde sinyal verdiği, bu anlamda karşı şeride geçme iradesini ortaya koyduğu, kendi şeridindeki trafik yoğunluğundan dolayı mağdur Mustafa "nın de uyarısı üzerine aynı şeritte ve arkasından gelen kamyonun güvenli şekilde geçişini beklediği, dikkatini arkasından gelen aracın geçişine yoğunlaştıran sanığın bu geçiş tamamladıktan sonra karşı şeritten araç gelip gelmediğini kontrol etmeden aracını hareket ettirerek karşı şeride girerek kazanın meydana gelmesine kusuruyla neden olduğu, ancak dosya kapsamına göre sanığın meydana gelen neticeyi öngörmediği anlaşıldığından sanık Salih bakımından bilinçli taksirin şartları oluşmamıştır.

Diğer sanık Metin "in ise; yönetimindeki araçla kendi şeridinde aksi ispatlanamayan savunmasına göre 80 km hızla seyir halinde iken, sanık Salih"in kullandığı aracın karşı şeritten sanık Metin"in şeridine girmesi üzerine kendi şeridinde bu araca çarptığı, sanığın karşı şeritten akan yoğun trafik içinden her zaman bir aracın yol kenarındaki akaryakıt istasyonuna giriş yapabileceği hususunu gözardı ederek yola dikkatini vermediği, aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, bu suretle kazanın meydana gelmesine kusuruyla neden olduğu, ancak dosya kapsamına göre sanığın meydana gelen neticeyi öngörmediği anlaşıldığından, bu sanık bakımından da bilinçli taksirin şartlarının oluşmadığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

Bu itibarla, isabetsiz olan yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Sanık Salih yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan üç Genel Kurul Üyesi ile Sanık Metin yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan on Genel Kurulu Üyesi; "sanıkların eylemlerinin bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçunu oluşturacağı, bu nedenle yerel mahkeme direnme gerekçesinin isabetli olduğu" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

 

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle,

 1- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.10.2008 gün ve 279-30 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,

 2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, sanık Salih yönünden 15.01.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla, sanık Metin yönünden ise 15.01.2013 günü yapılan birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından, 22.01.2013 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi