11. Hukuk Dairesi 2018/73 E. , 2019/2251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/10/2015 tarih ve 2013/241-2015/810 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ÇAYKUR markasının tanınmış marka olduğunu, davalıların müvekkilinin marka ve tasarım tescili olarak kullandığını, Çaykur Filiz Çayı paketlerini renk, tasarım, ambalaj ve isim ile aynen taklit ederek Çayyap Filiz Harman çayı olarak piyasaya sürdüğünü, davalıların müvekkilinin yıllardır üretip piyasaya sunduğu maruf ve meşhur hale getirdiği çay paketlerinin aynısını, benzerini piyasaya sürerek haksız rekabette bulunduğunu 554 ve 556 sayılı KHK lara TTK ya muhalefet ettiğini, davaya konu davalılara ait çay paketinin müvekkilinin tanınmış ÇAYKUR 89419 numaralı Filiz Çayı, 151576 numaralı Filiz Çayı markaları ile 2009 05418 2001 00398 numaralı tasarımlarından doğan haklarını ihlal ettiğini, anılan markalar ve tasarımlar incelendiğinde benzerliklerin açıkça ortaya çıkacağını, davalıların haksız rekabeti nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, bu nedenle davalıların haksız rekabetinin menine ve müvekkil kurumun marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkile verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, taraflara ait marka tescili ve tasarımları alınan heyet raporları ile birlikte değerlendirildiğinde davalının Çayyap ve Çaypa adlı markalarının tescilli olduğu, kendi marka hakkını kullanarak satış yaptığı bu hakkının koruma altında olduğu, davalı ..."ın fiili ambalaj kullanımında yer alan ve davacının görselde yer alan unsurlara benzeyen görsel unsurlar kırmızı renk, çay bardağı, kesme şekerlik gibi çayın bütününde yer alan unsurlar Çaykur"un tekelinde sayılamayacağı, bu sebeple marka hakkının kapsamına tecavüzden bahsedilemeyeceği, davalı ..."ın çay paketinin tasarımı tescili bulunmadığı marka tescili çay paketinin, tasarımana bakıldığında ambalaj görselinin davacı tescilli tasarımdan ayırt edilebilecek şekilde farklı olduğu, Çaykur tasarımı bu sebeple tecavüz olmadığının düşünüldüğünde davalı ..."ın marka tescili çay paketleri ambalaj kullanımı, renk ve desenlerdeki farklılıklar incelendiğinde haksız rekabet koşullarınında olmadığı, diğer davalı üretici olduğu iddia edilen Ak Tarım iyi niyetli olup, davalı ..."ın marka tescili çayını ürettiği, yine tasarım ve haksız rekabet yönünden de iyi niyetli olup ayrıca bu konularda davacı marka ve tasarım haklarına toplanan delillere göre tecavüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, marka ve tasarıma tecavüz ile haksız rekabetin men ve ref"i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davalının kendi adına tescilli markayı kullandığı ambalajlarda kullanılan kırmızı renk, çaybardağı gibi çaya ait unsurları kullanmanın davacının tekelinde olmadığı, renk ve desenlerde farklılık bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf marka hakkı yönünden "çay" emtiasını kanun tanınmış ÇAYKUR markası ile 80419 sayılı "FİLİZÇAY", ile 94/4870 sayılı "FİLİZÇAYI+ŞEKİL" markalarına dayanmaktadır.
Davacı tarafa ait 94/4870 sayılı "Çaykur Filiz Lüks+şekil" unsurlu marka ile davalı adına tescilli 2010/47714 sayılı "ÇAYYAP" 2009/60856 sayılı "ÇAYPA" markaları tescilli olduğundan davalının bu markaları kullanması tecavüz teşkil etmez ise de, davalının markayı ambalaj tasarımında şekil ile birlikte kullandığı anlaşılmaktadır.
Davacıya ait 94/4870 sayılı markanın sözcük renk ve şekilden oluşan kombinasyon markası olduğu, renk ve şekil unsurunun da markanın ayırt edici unsurları arasında yer aldığı, şekil unsurunun, beyaz zemin üzerinde içi çay dolu çay bardağı, bardağın her bir yanında porselen beyez demliğin yarı kısımı, diğer yanına ise içi kesme şeker dolu şekerliğin yarı kısmının yer aldığı bir kompozisyonu içerdiği, şekle konu resmin dört ayrı köşesinde içbükey formlar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar çay emtiasında anılan nesnelerin kullanılması kimsenin tekeline bırakılamaz nesneler ise de, davalının tescilli markasından farklı olarak, ürün ambalajlarında, davacının şekil kompazisyonunu neredeyse aynen taklit ettiği, böylelikle, davacı markasının ayırt edici unsurlarından şekil unsurunu izinsiz kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ettiği, davalının sözkonusu şeklin yanında davacının ambalajında kullandığı renk tonunu da aynen kullanmak suretiyle aynı zamanda haksız rekabette bulunduğu, sözkonusu şekil kompozisyonunun davacı adına 2009/5418 sayılı tasarım tescil belgesine de konu olduğu, davalı ambalajlarındaki küçük farklılıkların ayırt ediciliği sağlamaya yeterli olmadığı bu itibarla davalının davacıya ait tasarım hakkına da tecavüzde bulunduğu, nitekim çoğunluk bilirkişi heyetinin de Ek-Raporda benzer tespitlerde bulundukları halde mahkemece hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmü bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Mahkemece davalıların iyi niyetli olması nedeniyle de tecavüz eylemlerinin gerçekleşmediği kabul edilmiştir.
Gerek marka, gerekse tasarım hakkına tecavüz veya haksız rekabetin varlığı halinde, davalıların iyi veya kötü niyetli olması tecavüzün tespiti, ref ve men"i açısından herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Davalılar, davacıya ait sınai haklardan tamamen habersiz, tesadüf olarak benzer marka ve tasarımları tamamen iyi niyetli kullanmış olsalar bile, bu durum tecavüzün tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına engel olamaz. Bununla birlikte, tazminat açısından, anılan haklara tecavüzünde bulunan kişilerin eylemlerinin tecavüz teşkil ettiğini hiç bilmemeleri veya bilebilecek durumda olmamaları durumunda aleyhlerinde tazminata hüküm olunmayabilir ise de, somut olayda olduğu gibi, eylemi tecavüz teşkil eden kişilerin üretici olmaları halinde, bu kişilerin kendi ürettikleri ürün ambalajında kullandıkları görsellerin başkaları adına marka ya da tasarım olarak tescilli olduğunu bilmedikleri veya bilebilecek durumda olmadıkları savunmasında bulunamazlar. Mahkemece bu yönler düşünülmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddi de doğru olmamış hükmün bu sebeple de davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no"lu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.