17. Hukuk Dairesi 2013/1060 E. , 2014/11235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklılar vekili, ... 12.İcra Müdürlüğünün 2010/16668-16676-16669-16672-16675-16674-16671- sayılı takip dosyalarından, yapılan hacizler sırasında 3.kişi şirket lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek, İİK"nun 99.maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ve davaların kabulü istemi ile 8 ayrı dava açmış, davalar arasında irtibat bulunduğundan mahkemece birleştirilmiştir.
Davalı 3.kişi vekili, davalı 3.kişi şirketin 2004 yılında kurulduğunu, borçlular ile bir ilgisinin olmadığını ve hacizli malların 2006 yılında alındığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlular, duruşmaya katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, borçlu ve 3.kişi şirket ortakları arasında yakın organik bağ bulunduğu, faaliyet konularının aynı olduğu, 3.kişi şirketin irtibat bürosunun borçlu şirkelerin merkez adresi olduğu, aralarında hukuki ve fiili bağ olup birbirlerini paravan olarak kullandıkları, takiplerin dayanakları ilamlarıdaki davaların açılış tarihinin 2002 yılı olarak işlemlerin mal kaçırma amacı ile yapıldığının anlaşıldığından bahisle davaların kabulüne karar verilmiştir. Bu aşamalardan sonra mahkemece resen kararın hüküm fıkrasındaki vekalet ücretine ilişkin bölümün hatalı olduğundan bahisle 20.09.2012 tarihli karardaki vekalet ücretlerini tavzih edilmiştir. Davalı 3.kişi vekili süresi içerisinde hem mahkeme kararının hemde tavzih kararının hatalı olduğundan bahisli temyiz etmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir.
1-HUMK"nun 455 ve devamı (HMK"nun305 -306)maddelerine göre hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyorsa veya birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, hükmün icrasına kadar kararı veren mahkemeden tavzih edilmesi istenilebilir. Ancak, bu yolla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.
Somut olayda, davacılar tarafından 8 ayrı dava açılmış ve davalar daha sonra birleştirilerek karar verilmiş ve 20.09.2012 tarihli karar ile davacılar lehine tek bir vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiştir. Daha sonra mahkemece herbir dosya yönünden ayrı ayrı yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle herbir dosya yönünden ayrı ayrı yargılama giderine hükmetmiştir. Kararın belirtilen şekilde düzeltilmesi, davalılara yüklenen borçların genişletilmesi ve değiştirilmesi niteliğinde olup usul ve yasaya aykırdır.
Öte yandan, bu durum HUMK"nun 74.(HMK"nun26.)maddesinde ifadesini bulan talepten fazlaya hükmedilemeyeceği kuralına da aykırılık teşkil ettiğinden usul ve yasaya aykırı olan tavzih kararının kaldırılması gerekmiştir.
2-Davalının davanın esası ile ilgili temyizine gelince:
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, göre davalı 3.kişi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün temyiz edenin sıfatına göre ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 539,64 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına 11.7.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.