13. Hukuk Dairesi 2015/32254 E. , 2018/429 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların kooperatiften taşınmazı 196.000,00 TL"ye satın aldığını, davalılara kesilen 24.5.2012 tarihli faturadan da anlaşılacağı üzere bunun 180.000,00 TL"sinin ödendiğini, geriye kalan 16.000,00 TL"nin ise ödenmediğini beyan ederek bakiye kalan 16.000,00 TL"nin tarafına ödenmesine ve 16.000,00 TL"ye satış tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, davalıların alacağın %20"sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, sunmuş oldukları satış sözleşmesine göre taşınmazın 180.000,00 TL"ye satıldığını, bu sözleşmenin davacı kooperatifin o dönem yönetim kurulu yetkililerince imzalandığını ve taşınmazın devrinin de bu kişilerce yapıldığını, davacı tarafından sunulan faturanın kesinlikle kendilerine ibraz edilmediğini, ibraz edilecek olsaydı itiraz edeceklerini, tapuda yapılan taşınmaz devri sırasında taşınmazın rayiç bedelinin 196.000,00 TL olması ve altında bir bedel gösterilmesinin Harçlar Kanunu ve Vergi Usul Kanunu"na muhalefet olacağından satış bedelinin rayiç bedel üzerinden gösterildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın Reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafca temyiz edilmiştir.
Davacı, kooperatife ait taşınmazın 196.000,00 TL bedelle davalılara satıldığını, bunun 180.000,00 TL"sinin ödendiğini ancak bakiye 16.000,00 TL"nin ödenmediğini beyan ederek bu kısmın ödenmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece,""...tapulu taşınmazların devri şekle bağlı ise de görünüşteki şekle bağlı devir sözleşmesi için düzenlenecek muvazaa sözleşmesinin geçerliliği şekle bağlı değildir; ancak, ispatı yazılı delil ile mümkün olacaktır. Buna göre davacı tarafın, resmi satış senedindeki bedelde muvazaa yapıldığı ve bedelin daha düşük olduğu iddiasını ancak yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Taraflar arasındaki 08/05/2012 tarihli harici yazılı satış sözleşmesine göre taşınmazın 180.000,00-TL bedelle satıldığı, resmi senette satış bedelinin 196.000,00-TL olarak gösterildiği muvazaa iddiasının davalı tarafından yazılı delille kanıtlandığı, bu sebeple davacının alacak isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine..."" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi tapu senedinde taşınmazın 1/2"sinin 98.000,00 TL bedelle ..."e, diğer 1/2"sinin 98.000,00 TL bedelle ..."e satıldığı yani toplamda 196.000,00 TL"ye satıldığı ve bedelinin satıcı tarafından nakden ve peşin olarak alındığı yazılıdır. Resmi senet niteliğindeki tapu senedine karşı muvazaa iddiası ileri sürelemeyeceğinden mahkemece muvazaa iddiasının ispatlandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Bu kabule göre davacı kooperatifin o dönem satışa yetkili kooperatif yetkililerince tapu senedinde 196.000,00 TL satış bedelini nakten ve tamamen alındığını imzaları ile belirtmeleri karşısında bunun aksine 16.000,00 TL daha alacaklı olduğunu iddia etmesi yerinde görülmeyerek davanın bu gerekçelerle reddi gerekirken aksine düşüncelerle ve yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne varki mahkemece değişik gerekçeyle de olsa davanın reddine karar verildiği ve bu itibarla hükmün sonucunun doğru olduğu anlaşıldığından HUMK." nun 438/son. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle, sonuç itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin yukarıdaki belirtilen şekilde düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.