2. Ceza Dairesi 2020/17211 E. , 2020/12248 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03/02/2020 tarihli ve 2018/23338 soruşturma, 2020/1065 esas, 2020/762 sayılı iddianamenin iadesine dair ... 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/02/2020 tarihli ve 2020/51 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin mercii ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/02/2020 tarihli ve 2020/177 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/06/2020 gün ve 6749-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/06/2020 gün ve 2020/51530 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 12/04/2018 tarihli ve 2018/2565 esas, 2018/5584 karar sayılı ilâmında yer alan, "Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK"nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarının ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede “ ... bahsedilen zarar, vergili ve cezasız miktardır ... Bu durumda Cumhuriyet savcısı sulh ceza hâkiminden keşif yapılıp rapor alınması için talepte bulunmalı ve alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır.” Yargıtay’ımızın istikrar bulmuş içtihatları da bu yönde olup, gecikme faizi ve benzeri zararlar 168. madde kapsamında değerlendirilemez. (Y. 17. C.D.’nin 16.06.2017, 2015/18830 E. ve 2016/9113 K. sayılı kararında olduğu gibi.)...Maddeye göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan vergili zarar miktarı gerekirse keşifte yaptırılmak (yada yapılmak) suretiyle tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu sebeple iddianamenin iadesi ve bu karara yönelik itirazın reddi kararları usul ve yasaya uygundur." şeklindeki açıklamalara nazaran, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan Yargıtay ilâmında belirtilen şekilde mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor doğrultusunda normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmadan iddianame tanzim edildiği gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
6352 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı; somut olayda da bu açıklamalar ışığında şüpheli ...’a soruşturma aşamasında suça konu tutanaklardan kaynaklı zararın ödenmesi için herhangi bir ödeme ihtarı yapılmadığı, 07.12.2018 tarihinde alınan savcılık ifadesinde şüpheliye bildirilen zarar miktarının 12.04.2017 tarihli kaçak su kullanma tutanağına ilişkin olduğu ve iade edilen iddianamede, bu tutanakla ilgili olarak daha önce dava açıldığı belirtilerek 12.04.2017 tarihli kaçak su kullanma tutanağına ilişkin eylemin ayrıca bir suç teşkil etmediğinden bahsedildiği, böylece ödeme ihtarının yapıldığı söz konusu tutanakla ilgili olarak dava açılmadığı, şüpheliye 08.01.2020 tarihli kolluk ifadesinde de herhangi bir ödeme ihtarı yapılmadığı, dosyada sadece müşteki kurum tarafından bildirilen zarar miktarının ödenmediğine dair kurum cevabi yazılarının bulunduğu, bilirkişiye hesap yaptırılmadığı anlaşılmakla; Cumhuriyet Başsavcılığınca bilirkişiye kurumun vergili ve cezasız gerçek zarar miktarı hesaplattırılıp, bu miktar belirtilmek suretiyle şüpheli ...’a yukarıda belirtilen şekilde bildirimde bulunulması ve sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (...) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 17/02/2020 tarihli ve 2020/177 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309.maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4.fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 09/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.