![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2017/13430
Karar No: 2019/22748
Karar Tarihi: 18.12.2019
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2017/13430 Esas 2019/22748 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.05.1995 tarihinden itibaren ofis elamanı olarak çalışmaya başladığını, yönetici asistanı görevini yapmakta iken iş akdinin 20.03.2014 tarihinde işyerine alınmamak suretiyle fiilen feshedildiğini, aylık ücretinin 1.765,00 TL net olduğunu, yol ve yemek yardımından yararlandığını, haftanın altı günü 07:45-12:00 ve 12:45-19:30 saatleri arasında çalıştığını, fazla bordrolarda eksik gösterilerek mesailerinin ödenmediğini, ulusal bayram genel tatillerde çalışmasına rağmen karşılığı ücretin ödenmediğini iddia ederek, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının beş yıl öncesine dayanan taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının 01.12.1999 tarihinden itibaren bordrolarda görülen ücretle çalıştığını, iş akdinin işverence feshedilmediğini, davacının işe gelmediğini, 25.03.2014 tarihinde keşide ettiği ihtarnameye verdikleri cevapta iş akdinin feshedilmediğini ve işe dönmesinin istendiğini ancak davacının işe dönmediğini, bordroların ihtirazi kayıtsız ve imzalı olduğunu, fazla mesai tahakkuku içerdiğini, davacının bu yazılı delillerin aksini ancak yazılı belge ile ispat edilebileceğini, yıllık izinlerini kullandığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma yapılırsa ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı işçi son ücretini 1.765,00 TL net olarak açıklamış ve dinlettiği tanık beyanları ile ayrıca yapılan emsal ücret araştırmasına göre iddiasını ispat etmiştir. Buna göre davacının son ücretinin net 1.765,00 TL olduğunun kabulü gerekirken savunmaya itibarla sonuca gidilmesi hatalıdır.
3. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçinin imzasını içermeyen bordrolarda fazla çalışma tahakkuku yer aldığında ve tahakkukta yer alan miktarların karşılığı banka hesabına ödendiğinde, tahakkuku aşan fazla çalışmalar her türlü delille ispatlanabilir. Tahakkuku aşan fazla çalışma hesaplandığında, bordrolarda yer alan fazla çalışma ödeme tutarları mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(Yargıtay 9.HD. 21.03.2012 gün, 2009/48913 E, 2012/9400 K .).
Fazla çalışmaların yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından, hastalık mazeret izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılmalıdır(Yargıtay HGK, 06.12.2017 tarih 2015/9-2698 E.-2017/1557 K.).
Fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine doğrudan yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Fazla çalışma ücretinden karineye dayalı makul indirime gidilmesi sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemez.
Somut olayda dosyada mevcut bordroların bir çoğunda fazla mesai tahakkuku olduğu bu bordroların bir kısmının imzalı bir kısmının ise imzasız olduğu görülmektedir. Yukarıda yer verilen ilke kararı ve yasal düzenlemeler uyarınca fazla mesai hesabı yapılırken fazla mesai tahakkuk ettirilmiş bordrolarda imza bulunan ayların fazla mesai hesabından tamamen dışlanması, imza bulunmayan aylar bakımından ise fazla mesai hesabı yapılıp karineye dayalı makul indirime tabi tutulduktan sonra belirlenecek miktardan ödendiği anlaşılan miktarın mahsubu gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
4.Davacı vekili dava dilekçesinde çalışılan ulusal bayram genel tatiller için eksik ödemeden bahsettiğine göre öncelikle mahkemenin hiç ödeme yapılmadığı şeklindeki kabulü yerinde değildir.
Dosyada mevcut bordrolar incelendiğinde ulusal bayram genel tatil çalışmaları için tahakkuk bulunan bordrolar olduğu görülmektedir. Örneğin davacı işçinin de imzasını taşıyan 2011 yılı Ekim ayına ait bordroda bir günlük ulusal bayram genel tatil çalışması karşılığının ayrıca tahakkuk ettirilip ödendiği anlaşılmaktadır. Keza 2010 yılı Kasım ayı bordrosunda da üç günlük ulusal bayram genel tatil tahakkuku yapılıp ilave üç yevmiye ödendiği bu bordronun da imzalı olduğu görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş, bordroları ulusal bayram genel tatil çalışması yönünden yeniden titizlikle inceleyip çalışıldığı ve karşılığı ücretin bordrolaştırılıp ödenmediği anlaşılan ulusal bayram genel tatil çalışması var ise bunu hüküm altına almaktır. Birçok bordroda yer verilen ilave ulusal bayram genel tatil çalışmasına ilişkin tahakkuk ve ödemeler gözden kaçırılarak ulusal bayram genel tatil alacak hesabının yapılması hatalıdır.
5.Dava kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davası olup faiz başlangıcı yönünden dairemiz uygulaması bu dava türündede kısmi dava esasları ile aynıdır. Açıklanan nedenle kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenilen miktara dava, ıslah-talep arttırım dilekçesi ile arttırılan miktara ıslah- talep arttırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi ayrıca hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.