Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6053
Karar No: 2017/2025
Karar Tarihi: 11.05.2017

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/6053 Esas 2017/2025 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı iş sahibi ile davacı yüklenici arasında 2005 tarihli bir eser sözleşmesi imzalanmış, ancak inşaat yapılan parsellerin imar durumundaki değişiklikler nedeniyle iş gecikmeye uğramıştır. Davacı yüklenici, söz konusu gecikmenin neden olduğu zararın tazmini için davalıdan talepte bulunmuştur. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak davacının talebini kabul etmiş, ancak Yargıtay tarafından karar bozulmuştur. Yargıtay, yüklenicinin basiretli bir işadamı gibi davranması gerektiğini ve imar planlarını yapma yükümlülüğünü imzaladığı sözleşme ile üstlendiğini belirterek, dava konusu işin gecikmesinin neden olduğu zarara ilişkin talebin kabul edilemeyeceği görüşündedir. Kararda, davacı yüklenicinin tacir olduğu ve TTK'nın 20/II. maddesi gereğince ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmek mecburiyetinde olduğu açıklanmıştır. Kararda, TTK'nın 12/III, 18/I ve 20/II. maddelerinin detaylı ve açıklayıcı şekilde yer aldığı belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi         2016/6053 E.  ,  2017/2025 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekilleri Avukat ... ve Avukat .... ile davalı vekili Avukat Uğur ...geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslah da dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında 13.05.2005 tarihli "....y Kartaltepe Konut İnşaatlarının Gelir Paylaşımı Esasına Göre Yapımı ve Satışı İşine Ait Sözleşme" düzenlendiği husus uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin konusu davalının mülkiyetinde bulunan 33 ve 38 parseller üzerinde, davalının uygun göreceği proje uyarınca tüm giderleri yüklenici tarafından karşılanmak üzere konut inşaatlarının gelir paylaşımı esasına göre yapım ve satımı işidir (m.2). Ayrıca özel teknik şartnamede belirtilen altyapı dahil olmak üzere gerekli tüm plan ve projelerin hazırlanması, ilgili belediye ve idarelerden onaylarının ve her türlü ruhsatlarının alınması (m.2.1), yüklenici tarafından hazırlanacak 1/5000 ölçekli nazım imar planının ilgili mercilere onaylatılması (m.2.5), 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda hazırlanması ve idarenin onayı alındıktan sonra ilgili mercilere onaylatılması (m.2.6) sözleşmenin konuları arasında yer almaktadır. Sözleşmenin "Yüklenicinin Sorumlulukları" başlıklı 17. maddesinde de, imar planları, uygulama, altyapı ve peyzaj vb. tüm projelerin hazırlatılmasının, projelerin ilgili idarelerden gerekli onaylarının alınmasının yüklencinin sorumluluğunda olduğu hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin; "Sözleşmenin Ekleri" başlıklı 41. maddesinin A bendinde Teklif Alma Şartnamesi sözleşme ekleri arasında sayılmış olup, bu şartnamenin ihalenin konusu başlıklı 2. maddesinde de sözleşmenin 2. maddesinde yeralan hükümlerinin aynısına yer verilmiştir. Yine sözleşme eki özel teknik şartnamenin 1. maddesinde işin yeri gösterilmiş, 2. maddesinde ise yüklenici tarafından hazırlanacak yeri teklif imar planında her iki parselde 1.80 inşaat emsali ile konut yapılmasının öngörüldüğü belirtilmiştir.

    Davada, davalı iş sahibinin uygun yer teslimi yükümünü ihlâl ettiği, ihale sözleşmesi ve şartnamesinde konut alanı olduğu belirtilen inşaatların yapıldığı parsellerden 33 nolu parselin tali ticaret alanında, 38 nolu parselin ise orta öğretim tesisleri alanında kaldığının anlaşıldığı, işin sözleşmedeki projeye göre gerçekleşmesini zorlaştıran bu durum sebebiyle imar durumunun geç alınması ve yine bunun sonucunda işe geç başlanılması ve geç tamamlanmasının söz konusu olduğu belirtilerek bu gecikmenin yol açtığı zararların davalı tarafından tazmini talep edilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulunun 15.10.2015 tarihli ikinci ek raporunda, davacının sözleşme ile verilen süre içerisinde imalâtları bitirmiş olması durumunda harcayacağı tutar ile idarenin imar durumu nedeniyle gecikmeye sebebiyet vermiş olması sonucu davacının aynı imalâtları vücuda getirmek için yapmış olduğu harcama tutarı arasındaki fark 6.676.578,39 TL olarak belirlemiş, bu miktara işin gecikmesi nedeniyle davacının kullandığı banka kredisinden dava konusu projeye yansıtma hesaplaması yapılarak bulunan "finansman gideri zararı" 9.157.208,10 TL eklemiş ve davacının toplam zararı 15.833.786,49 TL olarak hesaplanmıştır.
    Dava konusu iş, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12/III. maddesi uyarınca ticari bir iş, bu nitelikte bir edimi yüklenen davacı da tacir sayılmaktadır. Davacı şirket anonim şirket olup TTK"nın 18/I. maddesinde anonim şirketlerin tacir oldukları açıklanmıştır. Böyle bir hukuki statüde bulunan yüklenici TTK"nın 20/II. maddesi gereğince ticaretine ait tüm faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmek mecburiyetindedir. Basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinden kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özenin gösterilmesinin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gereken davacı yüklenicinin bu yükleniminin doğal sonucu olarak somut uyuşmazlıkta ihaleye katılmadan önce inşaat yapacağı arsaları tüm yönleriyle ve nitelikleriyle incelediğinin, sözleşmenin imzalanmasından önce imar durumunu tespit edip ona göre taahhüt altına girdiğinin, inceleme yaparak uygun ve avantajlı olduğunu gördükten sonra ihaleye katıldığının kabulü zorunludur. Gerçekten sözleşme eki teklif alma şartnamesinde 1/5000 ölçekli nazım imar planının yüklenici tarafından hazırlanarak ilgili mercilere onaylatılacağı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda hazırlanacağı ve idarenin onayı alındıktan sonra ilgili mercilere onaylatılacağı belirtilmiş olup, basiretli bir tacirden nazım imar planı ve uygulama imar planını da hazırlayıp onaylatılacağı bir inşaat yapım işinin ihalesine girmeden önce ihale konusu taşınmazların imar durumunu araştırıp incelememesi beklenemez. Davacı yüklenici işinin ehli olup kendisinden basiretli bir tacir gibi davranması beklenir. Dolayısıyla yüklenicinin sözleşmeyi imzaladığı sırada inşaatın yapılacağı arsaların imar durumlarını bildiği, diğer yükümlülükler yanında sözleşmede yazılı imar planlarını yapma yükümlülüğünü de imar durumunu bilerek üstlendiğinin kabulü zorunludur. Basiretli bir tacir olarak ihaleye girmeden önce imar durumunu araştırması gereken yüklenicinin, imar
    planlarını yapma yükümlülüğünü de imzaladığı sözleşme ile üstlendiği halde inşaat yapılacak parseller imar planında tali ticaret alanı ve ortaöğretim tesis alanında bulunduğundan konut alanına çevrilmesi nedeniyle plan tadilatı yapılma sürecinin uzadığı, işin gecikmesi nedeniyle inşaat maliyetlerinin arttığı ve bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek davalıdan talepte bulunması mümkün değildir.
    O halde mahkemece açıklanan tüm bu hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporu 6100 sayılı HMK"nın 282. maddesine aykırı şekilde hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi