11. Hukuk Dairesi 2018/280 E. , 2019/2239 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2017 tarih ve 2016/97 E. - 2017/113 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 23/11/2017 tarih ve 2017/1115-2017/1066 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekilİ tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Ulusal Lojistik ve Antrepo +Şekil" ibareli 39. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun, 556 sayılı KHK nin 7/1-c hükmü uyarınca markanın tanımlayıcı olmasından bahisle davalı Kurum tarafından reddedildiğini, red kararına karşı yaptıkları itirazın ise TPMK ... tarafından nihai olarak reddedildiğini, dış ticaret alanlarında depolama ve dağıtım işlemleri yapan müvekkilinin, lojistik hizmetlerinde "Ulusal" markası ile oldukça tanınmış olduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli 2009/30547 sayılı "Ulusal Lojistik & Antrepo+Şekil markasının sahibi olduğunu, bu ibarenin lojistik ve antrepo hizmetleri ile ilişkili sektör ile doğrudan alakası olmadığını, dolayısıyla tanımlayıcı kabul edilemeyeceğini, başvuru konusu ibarenin sözcükler ve şekilden oluşturulduğunu, bu haliyle özgünlük taşıyan, ayırt ediciliği bulunan, tanımlayıcı niteliği olmayan bir işaret olduğunu, uzun yıllardan beri kullanımla ayırt edicilik kazanan dava konusu ibarenin tescil isteminin reddedilemeyeceğini ileri sürerek, TPMK ..."nun 05.01.2016 tarih ve 2015-M-13011 sayılı kararının iptali ile müvekkilinin 2015/17727 başvuru numaralı markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, "Ulusal Lojistik ve Antrepo +Şekil" ibaresinden oluşan işaretin hizmetin niteliğini bildirdiğini, bu sebeple başvuru kapsamındaki hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin bulunmadığını, tanımlayıcı olduğunu, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu işaretin "bir bütün olarak" üzerinde yer alan sözcük, şekil ve renk kompozisyonu ile birlikte, davacının sunacağı hizmetleri başka bir işletmenin sunacağı aynı tür hizmetlere ilişkin işaretlerden ayırmaya elverişli olduğu,ortalama kullanıcı tarafından ayırtediciliğinin bulunduğu, anılan işaretin başvuru kapsamında bulunan hizmetler için sektörde genel kullanımı bulunan bir biçim olmadığı, aksine içerdiği sözcükler ve bunların alışılmışın dışında bir araya getirilme tarzı, renkler ve biçimlerle birlikte bakıldığında, özgün bir kompozisyon olarak ilk defa davacı tarafından tasarlandığı, dolayısıyla "Ulusal Lojistik ve Antrepo+Şekil" ibare ve biçimli özgün işaretin 39. sınıftaki hizmetler bakımından doğrudan vasıf bildirici olmayıp marka olarak tescil edilebilecek nitelikte olduğu, başvuru konusu işaretin 556 sayılı KHK"nin 7/c maddesi anlamında re"sen nazara alınabilecek başkaca herhangi bir ret sebebi yahut nakise taşımamasına göre marka olabilme vasfının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile TPMK ..."nın 05.01.2016 tarih ve 2015-M-13011 sayılı kararının iptaline ve başvuru tarihindeki hukuki durum nazara alınarak tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru konusu işaretin bir bütün olarak üzerinde yer alan sözcük, şekil ve renk kompozisyonu ile birlikte tescil kapsamına alınmak istenilen 39.sınıftaki hizmetleri doğrudan çağrıştırabilecek veya tasvir edecek bir anlam taşımadığı, ayırtedici olduğu, davacının daha önce 2009/30547 nolu markasının da aynı sınıfta tescilli olup halen kullanıldığının bilirkişi raporu ile tesbit edildiği ve mahkemece hükme son bilirkişi raporunun esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.