5. Ceza Dairesi 2017/511 E. , 2018/5198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ...
SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81/2. maddesi uyarınca kooperatifin dağılmış sayılabilmesi için ferdi mülkiyete geçilmesinin yeterli olmayıp anasözleşmede öngörülen tüm işlerin tamamlanması gerektiği, ancak bundan sonra hukuken dağılma sürecine girilerek tasfiye işlemlerine başlanabileceği ve sicilden terkine kadar kooperatif tüzel kişiliğinin devam edeceği, ayrıca ferdileşme işleminin tamamlanması için bütün konutların ortaklar adına tescilinin gerektiği, öte yandan ferdileşme işlemi tamamlandıktan sonraki altı ay içinde genel kurulca kooperatif anasözleşmesinde değişiklik yapılarak kooperatifin işletme kooperatifine dönüştürülmesine karar verilebileceği ve bu durumda dağılmaya ilişkin hükmün uygulanmayacağı, ticaret ortaklıkları gibi kooperatifin de tüzel kişiliğinin bulunduğu, kooperatifin tüzel kişiliğinin, ticaret sicilinden terkini “silinmesi” ile sona ereceği, tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin noksansız tamamlanması gerektiği, ancak tasfiye işlemleri gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar noksan bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğu,
Somut olayda da kooperatif yönetim kurulu üyesi olan sanıkların tasfiye kararı alınmasına rağmen tasfiye işlemlerini sonuçlandırmayarak ve kura çekimi sonucu belirlenen bağımsız bölümleri sahiplerine teslim etmeyerek, devam eden süreçte oluşan kooperatif borçlarından dolayı bağımsız bölüm sahiplerinin icra takibine uğramalarına neden olmak suretiyle görevi ihmal suçunu işledikleri iddiasıyla haklarında kamu davası açıldığı ancak sanıkların aşamalardaki savunmalarında atılı suçlamayı inkar edip, kooperatif üyelerinin aidat borçlarını ödememeleri nedeniyle bağımsız bölümlerin tapusunun ilgili üyelere devredilemediğini ileri sürmeleri, kooperatifin 19/06/2005 tarihli
olağan genel kurul toplantısında ortaklardan 10/07/2005 tarihine kadar 1.000 TL tahsiline, ödeme yapanların tapularının verilmesine, borçlu üyelerin tapularının verilmemesine, taahhüt edilen paralar yatırıldığında 30/07/2005 tarihinde tapu verilmesine dair karar alınması, sanıklar müdafiilerin temyiz dilekçeleri içeriğinden kooperatif üyesi olan katılanlar hakkında aidat vs. borçlarından dolayı kooperatif tarafından aleyhlerine yapılan icra takiplerine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davalarında alınan bilirkişi raporları arasında 6098 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yapılan hesaplamaya göre kooperatifin, sonrasına ilişkin olarak yapılan hesaplamaya göre ise katılanların alacaklı çıkmasına göre çelişki bulunması ile dosyada mevcut bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeter elverişlilikte olmaması karşısında; temyiz dilekçesinde bahsi geçen dava dosyalarının getirtilip incelenmesi onaylı birer suretinin dosya arasına alınması ile müteakiben, kooperatiflerin tasfiyesine ilişkin olarak yukarıda izah edilen hususlar ve kanun değişiklikleri de nazara alınarak, sanıkların yönetimde bulundukları tarihler itibariyle yürürlükte bulunan hükümlere göre kooperatifin üyelerinden ve özellikle katılanlardan alacaklı olup olmadığı, kooperatifin tasfiye aşaması tamamlanmasına rağmen sanıklar tarafından tasfiye işlemlerinin geciktirilip geciktirilmediği ile kooperatifin üyelerden olan alacağını tahsil edemediği için borçlarını ödemede acz içine düşüp düşmediği hususlarında üç kişilik Sayıştay emekli uzman denetçilerinden denetime ve hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri yerine eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanıklar haklarında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen ""gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.