11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/9862 Karar No: 2020/6750 Karar Tarihi: 11.11.2020
Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/9862 Esas 2020/6750 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında \"Defter ve belge gizleme\" suçundan açılan kamu davası sonucunda mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, suçun unsurları ve maddi gerçeklerin tam olarak tespit edilememesi nedeniyle dosya içinde bulunmayan defter ve belge isteme yazısının aslının vergi dairesinden temin edilmesi ve sanığın işyerinin tebligat tarihinde faal olup olmadığının vergi dairesinden sorulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, hükümde çelişki olduğu ve TCK'nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi kararıyla yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şöyle belirtilmiştir: 5237 sayılı TCK'nin 51, 53. maddeleri ve 5271 sayılı CMK'nin 231. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 139/2. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2017/9862 E. , 2020/6750 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Defter ve belge gizleme HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2008 takvim yılına ait defter ve belgelerini yapılan tebligata rağmen süresi içerisinde ibraz etmediği iddiasıyla “Defter ve belge gizleme” suçundan açılan kamu davasında; 1- Defter ve belgeleri gizlemek suçunun oluşabilmesi için, "varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit..." olan defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu olan 5 yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin gerekli olduğu, 2008 yılına ait yasal defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının dosya içinde bulunmadığı, suç tarihinde işyerinin faal olup olmadığının dosya içeriğinden anlaşılamaması karşısında, suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; a) Dosya içinde bulunmayan defter ve belge isteme yazısının aslının veya onaylı örneğinin vergi dairesinden istenmesi, b) Sanığın işyerinin tebligat tarihinde faal olup olmadığı araştırılıp, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 139/2. maddesindeki, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren istisnalardan birisinin varlığının, tebligat tarihinden önce tespit edilip edilmediğinin vergi dairesinden sorulması, Sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması, 2-Kabule göre; a)Engel sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında yeniden suç işlemeyeceği kanaati ile cezası 5237 sayılı TCK"nin 51. maddesi uyarınca ertelenmesine rağmen, tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı CMK"nin 231. madde uyarınca hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilerek hükümde çelişki oluşturulması, b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulamasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 11.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.