13. Hukuk Dairesi 2015/34920 E. , 2018/341 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı kurum, davalı şirket ile özel sağlık hizmeti sunucusu olarak sözleşme imzalandığını, davalının sözleşme şartlarına uygun şekilde kurum sigortalılarına hizmet vermesi gerektiğini, imzalanan sözleşmede sözleşmeye aykırılık halinde uygulanacak cezai hükümlerin belirlendiğini, sözleşmenin iki tarafın kabul edip imzalaması sonucu yürürlüğe girdiğini, davalıya ait .... Hastalıkları Merkezi"nde yapılan incelemelerde sözleşmeye aykırılıklar tespit edildiğini, sözleşmenin 3.1.3.3 maddesine göre ilave ücret alınabilecek sağlık hizmetleri ile ilave ücret alınmayacak sağlık hizmetlerini gösterir tabelanın en az 50x50 ebatlarında olması gerektiğini, ancak davalıya ait merkezde bulunan yazının 50x50 cm ebadından küçük olduğunun tespit edildiğini ve bu ihlal nedeniyle 10.000,00-TL cezai şart uygulandığını; sözleşmenin 3.1.10.4 maddesine göre sağlık hizmeti sunucusunun, sahibinin ve anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi veya kurucu ortaklarının, diğer şirket türlerinde ortaklarının tümü veya bir kısmının değişmesi halinde, bu değişikliğin Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmasından itibaren 30 gün içinde kuruma bildirme ve gerekli belgeleri iletmekle yükümlü olduğunu, merkezin ortaklarından ...."in şirketteki hissesini 03.11.2008 tarihi itibariyle ....."a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, söz konusu hisse devrinin 26.06.2009 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi"nde yayımlandığı halde kuruma bildirilmeyerek sözleşmenin 3.1.10.4 maddesinin ihlal edildiğini ve bu ihlal nedeniyle 10.000,00-TL cezai şart uygulandığını; sözleşmenin 3.1.3.1 maddesi gereğince sağlık hizmeti sunucusunun tavan dahilinde belirlediği ilave ücretleri yeni ücret tarifesinin yayım tarihinden itibaren 30 gün içerisinde, değişikliklerini ise 5 iş günü içinde yazılı ve CD ortamında kuruma bildirilmesi gerektiğini, davalının yeni ücret tarifesinin yayım tarihi olan 01.04.2010 tarihinden 30.04.2010 tarihine kadar, değişiklikleri de 5 gün içerisinde kuruma bildirmediğini ve bu ihlal nedeniyle 5.000,00-TL cezai şart uygulandığını ileri sürerek, sözleşmenin ihlal edilen maddeleri nedeniyle uygulanan toplam 25.000,00-TL"nin cezai şartın uygulandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 20.000,00-TL kurum alacağının 24.08.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, kararın hüküm kısmında; "davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 20.000,00-TL kurum alacağının 24.08.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiş olmasına rağmen; gerekçeli kararın gerekçe kısmında ise; "söz konusu sağlık merkezinde bulunan ilave ücret alınabilecek sağlık hizmetleri ile ilave ücret alınmayacak sağlık hizmetlerini gösterir tabelanın öngörülen ebattan daha küçük olduğuna ilişkin herhangi bir fiziki delilin dosyaya sunulamadığı, dolayısıyla sözleşmenin 3.1.3.3 maddesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kanıtlanamadığı, şirket ortaklarından ...."in şirket ortaklar kurulunun 26.06.2009 tarihli kararı ile hisse devrinin gerçekleştirildiği, ticaret sicil gazetesinde yayım tarihinin 05.06.2009 olduğu, sözleşme hükümlerine göre hisse devri yapıldığının davacı kuruma bildirildiğine ilişkin herhangi bir delilin davalı tarafça dosyaya sunulamadığı, sözleşmenin 3.1.10.4 maddesine göre cezai şart uygulanması koşullarının oluştuğu, yine kurumun yeni ücret tarifesinin yayım tarihinden itibaren 30 gün içerisinde tavan dahilinde belirlenen ilave ücretin, ayrıca değişikliklerin 5 iş günü içinde yazılı ve CD ortamında kuruma bildirildiğine ilişkin davalı tarafça herhangi bir belge ve delil sunulamadığı, sözleşmenin 3.1.3.1 maddesine göre cezai şart uygulanması koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, birbirini teyit eden bilirkişi raporlarındaki tespitler esas alınarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiş" şeklinde karar verildiği, gerekçede usulüne uygun olan cezai şartın 15.000,00-TL olarak belirtildiği halde hüküm kısmında 20.000,00-TL cezai şartın uygulanmasına karar verildiği, böylece yukarıda açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek hüküm fıkrası ile gerekçeli kararın gerekçe kısmı arasında aykırılık oluşturulduğu anlaşılmakla HMK"nun 297/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 341,55 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.