
Esas No: 2019/1313
Karar No: 2019/5977
Karar Tarihi: 12.12.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/1313 Esas 2019/5977 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kurum zararı sebebiyle alacak davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 17/01/2019 gün ve 2016/14994-2019/148 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise mernis adresine çıkartılması gerekmektedir.
Mezkur Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayın incelenmesinde; birleşen dosya davalısı ...’a yapılan Yargıtay onama ilamı tebligatı, Tebligat Kanununun 21/1 maddesine göre yapılmak istenilmiş olup, tebliğ belgesinin incelenmesinde; ""Muhatabın dışarıda olduğunu bildirilen komşu ismi ve imzası alınmadan mahalle muhtarına imzası karşılığında teslim edildiği" açıklamasına yer verilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine göre yapılan tebligatlarda, muhatabın geçici olarak adresten ayrıldığının bildirilmesi halinde, bildirimi yapan komşusunun kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve imzasının alınması gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatın geçerli olmadığı, benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, 12-765 esas, 730 sayılı kararında ifade edilmiştir. Komşunun ismi tespit edilip imzası alınmadan yapılan tebligat 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddelerine göre usulsüzdür. Dolayısıyla birleşen dosya davalısı ...’a Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine göre yapıldığı anlaşılan Yargıtay onama ilamı tebliğinin usulüne uygun olmadığından geçersizdir. Şu halde mahkemece, adı geçen davalıya yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alınarak Yargıtay onama ilamının ve davacının karar düzeltme dilekçesinin usulüne uygun tebliği yapılması için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve gerekli karar düzeltme süresi de beklendikten sonra karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 12/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.