23. Hukuk Dairesi 2016/3969 E. , 2019/2796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı kooperatif başkanı... ve vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davacı vekilinin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin daire parasının tamamını kooperatife ödemiş olan üye ...’den 27.12.2005 tarihli sözleşme ile daire alarak parasını ..."e ödediğini, ancak kooperatifçe 12.05.2006 tarihli yazıyla müvekkiline daire alım sözleşmesinin iptal edildiğinin ve müvekkilinin ödemiş olduğu paraların aidat olarak kabul edileceğinin bildirildiğini ileri sürerek asıl davada dairenin teslimini, mümkün olmadığı takdirde değerinin ödetilmesini; birleşen davada ise müvekkilinin önceki ortaktan anahtar teslimi daire satın aldığını, yönetim kurulunun müvekkilini aidat ödemediği için ortaklıktan ihraç ettiğini, ancak kararın 10 gün içinde noterliğe tevdi edilmediğinden usulsüz olduğunu ileri sürerek ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyizi üzerine, Yüksek 11. Hukuk Dairesinin 07.02.2011 tarih 2009/8254 E., 2011/1264 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, ihraç kararına dayanak ikinci ihtarda 1163 sayılı Yasa"nın 27. maddesine aykırı olarak bir ay yerine 30 günlük süre verilmiş olması karşısında ihraç kararının geçersiz olduğu, D blok, 4. kat, 17 numaralı dairenin halen davalı kooperatif uhdesinde bulunduğu, davacının satın aldığı daire ile bu daire arasında toplam 10.850,00 TL ivaz farkı olduğu, belirlenen ivaz farkının kooperatife ödenmek suretiyle, kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmadığı da dikkate alınarak, 17 no.lu dairenin davacı adına tespit ve tahsisi gerektiği belirtilerek asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl dava, ortak tarafından kooperatif aleyhine açılmış bağımsız bölüm teslimi mümkün olmaz ise bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporları ile ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2007/82 Esas sayılı dosyasından tanzim edilen bilirkişi raporları dikkate alındığında; davacının hissesini devraldığı dava dışı ..."in davalı kooperatife yaptığı ödemelerinin gerçek olup olmadığı, gerçek olduklarının kabulü halinde toplam ödeme miktarının ne kadar olduğu ile hisse bedelini karşılayıp karşılamadığı ve aynı miktarda ödemesi olan diğer ortaklara, eşitlik ilkesi gereğince, tahsis yapılıp yapılmadığı hususlarında tereddüt hasıl olduğundan, tarafların iddia ve savunmaları ile delilleri incelenip, belirtilen hususları açıklamak ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri gidermek üzere konusunda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Kabule göre, mahkemece tespit edilen ivaz bedelinin birlikte ifa kuralı uyarınca depo edilmesi için davacıya süre verilmesi, depo etmesi halinde, tahsis isteyebileceği gözetilerek, depo edilen bedelin karar kesinleştiğinde davalı kooperatife ödenmesi koşulu ile dava konusu bağımsız bölümün davacıya tahsisine karar verilmesi, depo etmemesi halinde, tahsis isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, ivaz bedelinin hükmün kesinleşmesi ile dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davacıdan alınıp davalıya verilmesine şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl davada davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.