15. Hukuk Dairesi 2021/533 E. , 2021/982 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde müdahiller Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.ile T. Halk Bankası A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2004 yılından beridir çalıştığı havalandırma faaliyetleri, paslanmaz tezgah, baca, su deposu, cenaze morgu gibi sektörlerde prestijli bir marka olduğunu, mali kriz nedeniyle alacaklarını tahsil edememesi, aşırı borçlanma ile gelen faiz yükü ve kur farkı nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde borçtan kurtulacaklarını ileri sürerek, müvekkili şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesini talep ve dava etmiştir.Bir kısım müdahiller, davanın reddini istemiştir.Mahkemede iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin borca batık olduğu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğu, erteleme kararının borçlu alacaklı dengesini koruyacağı, şirketin faaliyetlerine devam ettiği, gereksiz borçlanmadığı, eski borçlarını iyi niyet çerçevesinde ödeyerek iyileşmeye gittiği gerekçesiyle davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.Kararı, müdahil T. Halk Bankası A.Ş. ve Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir.
İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan, somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK"na 179. mad.) İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir.Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Mahkeme, İİK"nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler üzerinden yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda, mahkemece rayiç değerlerin tespiti için teknik bilirkişilerden rapor alınmış ise de borca batıklık hesabı yapan ve hükme esas alınan 25.02.2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, teknik bilirkişilerin belirlediği rayiçlere yer verilmeden kaydi değerler üzerinden hesaplama yapılarak davacı şirketin borca batık olduğu tespitinde bulunulmuştur.Bu durumda mahkemece,açıklanan usul ve ilkelere uygun olarak davacı şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti ile bu tespite göre alınacak bilirkişi raporunda davacı şirketin borca batık olmadığının belirlenmesi halinde davanın reddine, borca batıklığın halen devam ettiğinin tespiti halinde ise mülga ancak derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK"nın 179/b maddesi uyarınca iflas erteleme tedbirlerinden ilk tedbir tarihinden itibaren en fazla 5 yıl süreyle yararlanılabileceği bu kadar süre ile iflas erteleme tedbirlerinden yararlanmasına rağmen borca batıklığı devam eden şirketin iflasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahil T. Halk Bankası A.Ş. ve Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.