20. Hukuk Dairesi 2019/5707 E. , 2019/7354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K R A R
Davacı vekili dilekçesinde özetle, davalının ..... apartmanında kat maliki olduğunu, ancak 01/02/2012 faiz başlangıç tarihli 20,00-TL aidat ile, 01/03/2012 - 01/12/2012 dönemine ait 450,00-TL aidatı ve 01/12/2012 tarihine ait 5.460,00 TL asansör revizyonu giderini ödemediğini, alacağın tahsili için .... 11. İcra Müdürlüğünün 2012/11518 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek; davanın kabulü ile davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kat malikleri kurul kararları iptal edilmediği sürece kat maliklerinin ve bağımsız bölümleri kullananların aidat bedellerini ve ortak giderleri ödemek zorunda olduğu, davalı tarafın bu konuda yargıya başvurduğuna dair belge ve bilgi olmadığı, davalının aidat ve katkı payı bedelleri toplamı olan 6.260,57-TL"yi ödemesi gerektiği gerekçesiyle; davacının davasının talep ve bilirkişi raporu doğrultusunda kabulü ile, davalının Antalya 11. İcra Müdürlüğünün 2012/11518 E. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, dava değeri olan 6.260,57-TL. üzerinden davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştıtma hüküm kurmaya yeterli olmayıp dayanak bilirkişi raporu da hüküm kurmaya elverişli tespitler içermemektedir. İncelenen dosya kapsamına göre; dava konusu ana taşınmaza bakım-onarım yapıldığı bu sebeple yönetimce yapılan gerçek harcamalar nedeniyle davalıdan ve diğer kat maliklerinden bu bedelin tahsil edilmeye çalışıldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmayıp, yapılan gerçek harcamalar karşısında alınan kararların genel kurul kararı mı yoksa yönetim kurulu kararı mı olduğu bu noktada önem arz etmemektedir.
2-Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin, ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin, dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğedildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. O halde; öncelikle aidat borcunun doğduğu dönemlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarına ait belgelerin (toplantı çağrı davetiyeleri, toplantı çağrısına ilişkin tebligatlar, toplantı tutanakları, toplantıda alınan kararların kat maliklerine tebliğine ilişkin tebliğ mazbataları, hazirun cetveli, gündem... vs.) bütün olarak bilirkişiye tevdi edilerek, bu kararların iptal edilip edilmediği, iptal edilmediyse kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edildikten sonra, temerrüt tarihinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi, davalının aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, temerrüt var ise bu tarihten itibaren gecikme faizine hükmedilebileceği, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece; tarafların tüm delilleri, banka kayıtları, ödeme belgeleri celbedilerek, davalının ödemesi gereken bir meblağ bulunup bulunmadığı tam olarak tespit edilip, alınacak uzman bilirkişi raporu doğrultusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri de birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz, denetime elverişli olmayan incelemeyle Yargıtay"ın denetimine açık olmayacak biçimde doğrudan takip talebinde talep edilen asıl alacak ve gecikme faizinin kabul edilmesi suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.