11. Ceza Dairesi 2017/9732 E. , 2020/6722 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Kısa karar ve gerekçeli kararda, verilen hükümlerin itiraza tabi olduğu belirtilerek ve temyiz merciinin Yargıtay olduğu gösterilmeyerek, başvurulacak Yasa yolu ile merciinin yanlış gösterilmesi nedeniyle sanık ... müdafinin öğrenme üzerine yapmış olduğu temyiz başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
A-Sanık ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanığın savunmasında şirkette bir süre işçi olarak çalıştığını ve şirket müdürü olmak için bir takım belgeler imzaladığını beyan etmesi ve dosya arasında sanık ... adına atfen imzalı 28.10.2009 tarihli yoklama fişinin bulunması ile tüm dosya kapsamından suçun sübuta erdiğine karar veren mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B-Sanıklar hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ...’in ve sanık ... müdafinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 04.04.2011 tarih ve 2011/5515 Esas nolu iddianamesi ile sanıklar hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açılmış ise de; dosyada bulunan 17/02/2011 tarihli ve VDENR-2011-50/11 sayılı vergi suçu raporu ve eklerinde sanıkların 2008 yılında sahte fatura düzenlediklerine ilişkin bir tespit bulunmadığı gibi, Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü’nün 11.03.2011 tarih ve 3 Karar sayılı mütalaasının yalnızca 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçuna ilişkin olduğu, sanıklar hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçuna ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı dikkate alınarak; öncelikle durma kararı verilip, 213 sayılı VUK"nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla mahkûmiyet hükümleri kurulması,
C-Sanık ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ... müdafiinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-Sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında şirketin yetkili temsilciliğini 2008 yılı Haziran ya da Temmuz ayına kadar yaptığını, sonrasında şirkete yeni bir ortak aldıklarını ve temsilcilik görevini de ortağı olan ..."a devrettiğini, şirketin temsilcisi olduğu dönemde şirket adına sahte belge düzenlemediğini, diğer sanığı tanımadığını ve şirketle bildiği kadarı ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, şirketten ayrıldıktan sonra ortak olarak alınmış olabileceğini, 2009 yılında Almanya’dan babasına gönderdiği vekaletle şirketteki hisselerini devrettiğini beyan etmesi, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde sanığın şirket hisselerinin devri konusunda ....’a vekalet verdiğini, hisselerin bir kısmının 25.01.2008 tarihinde ....’a kalanının da 23.11.2009 tarihinde ....’na devredildiğini ve sanığın şirketle ilişiğinin kalmadığını, bu hususun ticaret sicilinde sabit olduğunu, sanığın suç tarihlerinde Almanyada olduğunu, sadece annesinin vefatı nedeniyle 15 günlüğüne Türkiye’ye geldiğini ve bu durumun da pasaport kayıtlarında belli olduğunu, sanıkların aynı mükellefiyetleri nedeniyle yargılandıkları Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/1326 Esas sayılı dava dosyasında sanık ...’in beyanında bahsettiği .... isimli kişinin de araştırılması gerektiğini bildirmesi, suç tarihi itibarıyla şirket ortaklarının ve şirketi temsile yetkili kişinin kim olduğunun yalnızca vergi raporlarından belirlenmesi, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden sanık ...’in şirket hisselerini devrettiğinin anlaşılamaması, vergi raporu ekinde yer alan şirket ortakları ve yönetici bilgilerine ilişkin belgede.... ve....’nin 2009 yılının belirli dönemlerinde şirket müdürlüğü yaptıklarının yazılı olması, mahkemenin şirketin kuruluşuna ilişkin belgelerin Ticaret Sicili Memurluğundan istenmesine dair müzekkeresinde şirket adının eksik yazılması sebebiyle netice alınamaması, Uyap üzerinden sanıkların aynı mükellefiyetlerine ilişkin 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dolayı yargılanarak sanık ...’in beraatine sanık ...’in ise mahkûmiyetine karar verilen ve Dairemizin 2019/733 Esasında temyiz incelemesi yapılarak mahkemesine gönderilen Mersin 2. Asiye Ceza Mahkemesi’nin 12/05/2015 tarihli, 2012/1326 Esas ve 2015/291 Karar sayılı dava dosyasının tespit edilmesi karşısında, sahte fatura düzenleme suçunda suçun failinin herkes olabileceği, suçta ve cezada şahsilik prensibi gereği esas amacın suçun şeklî sorumlusu olan kanuni temsilcilerin değil, suçun ayrıntılarını bilen ve oluşumunda rolü olan failleri cezalandırmak olması nedeniyle bu suça iştirak edilmesinin mümkün olması da dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
a)UYAP üzerinden sanığın aynı mükellefiyetine ilişkin 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan dolayı yargılandığı ve Dairemizin 2019/733 Esasında temyiz incelemesi yapılarak mahkemesine gönderildiği tespit edilen Mersin 2. Asiye Ceza Mahkemesi’nin 12/05/2015 tarihli, 2012/1326 Esas ve 2015/291 Karar sayılı dava dosyasının mümkünse temyize konu dava dosyası anılan dava ile birleştirilmesi, mümkün olmaması halinde davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması,
b)Ticaret Sicili Müdürlüğünden sanık ...’in şirket hisselerini devredip devretmediğinin, devretmesi halinde ne zaman ve kime devrettiğinin, şirketin suç tarihi itibarıyla ortaklarının ve şirketi temsile yetkili kişinin kim ya da kimler olduğunun sorulması ile buna ilişkin belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması,
c)Sanık ...’in, babası ...’a vekalet verip vermediği hususunun araştırılması, vekalet verdiğinin anlaşılması halinde bu vekaletnamenin onaylı örneğinin dosya arasına alınması,
d)2009 takvim yılında sahte olarak düzenlendiği iddia olunan fatura asıllarının vergi dairesinden veya faturaları kullanan mükelleflerden sorulmak suretiyle kanaat oluşturacak sayıda temin edilmesi, 2009 yılına ait tarh dosyasındaki beyannamelerin kim veya kimler tarafından ne suretle verildiği araştırılarak beyannameler ıslak imzalı verilmişse bunların aslının dosyaya getirtilmesi ile faturaların ve bu belgelerin sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; sanık ...’un babası ...’un ve hisse devri yapılmış olması halinde sanık ...’den hisseleri devralan kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılmaları, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar ve bu belgeler gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
e)... ve hisseleri devralan kişinin de faturalar ile diğer belgelerdeki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde sanığın ve bu kişilerin temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalar ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
f)Faturalar ile diğer belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ve diğer kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
cc)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanık ...’i tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması, gerekirse sanıkla yüzleştirilmeleri,
g)Gerekirse .... ve ....’nin de açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılmaları, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan beyanlarının alınması,
h)Sanığın ve şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına kimin iş ve işlemlerde bulunduğunun belirlenmesi, sanığın ortak sıfatıyla şirketten bir maaş ya da pay alıp almadığının şirketin banka hesaplarındaki paraların kimler tarafından çekildiğinin araştırılması,
ı)Şirket adına basımı yapılan fatura ve sevk irsaliyelerinin kim tarafından teslim alındığının araştırılması ile buna ilişkin belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması,
i)Şirket adına muhasebe işlemlerini yürüten kişi tespit edilerek, CMK"nin 46/1-c. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, fiilen şirketi kimin idare ettiğinin, sanığı tanıyıp tanımadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğunun ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.