22. Hukuk Dairesi 2016/8729 E. , 2019/7571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş akdine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle temyiz nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, davalı vekilinin aylık ücretin üzerinde bankaya yapılan ödemelerin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti karşılığı olduğu savunması nedeniyle dosyaya bir kaç ay dışında ücret bordrosu sunulmamasına karşın belirlenen aylık bordro ücretinin üzerinde ödeme yapılan aylar için fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmamıştır.Öncelikle; davacı taraf bilirkişi tarafından belirlenen kök rapordaki ücrete herhangi bir itirazda bulunmamıştır. O halde, taraflar arasında belirlenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davalı yanca ücret bordroları sunulmamış olsa dahi belirlenen aylık ücret miktarının dışında bankaya yapılan ödemelerin alacak hesabında dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak; davalı yanca davacı tarafından imzalı ücret bordroları sunulmadığına göre, yapılan aylık ödemelerin o ay için hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağından mahsubu yerine bankaya ödeme yapılan ayların fazla çalışma hesabından dışlanması doğru olmamıştır. Mahkemece, öncelikle fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hesaplatılmalı, bankaya ücret dışında fazla ödeme yapılan aylar için öncelikle yapılan ödeme, fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilmeli; ödemenin fazla çalışma ücretini tamamen karşılamaması halinde ödenmeyen kısım fazla çalışma alacağı olarak hesaplanmalıdır. Bankaya ücret dışında ödeme yapıldığı belirlenen aylarda, o ay için hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağının tamamen karşılandığı ancak bu alacağı aşan miktarda ödeme yapıldığının belirlenmesi halinde yapılan fazla ödeme o ay için hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışması olup olmamasına göre bu alacaklardan mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Taraflar arasında ıslah zamanaşımının dikkate alınıp alınamayacağı ve hüküm altına alınan alacaklara yürütülen faiz başlangıç tarihleri konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.Mahkemece, dava kısmi dava kabul edilerek davalının talep arttırım dilekçesine karşı zamanaşımı savunması dikkate alınmış ve hüküm altına alınan fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmüştür. Ne var ki, bu alacak kalemleri yönünden dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatlarına göre, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden, davacı hesaplanan miktardan hakim tarafından hangi oranda takdiri indirim yapılacağını bilebilecek durumda olmadığından bu alacakların belirsiz alacak davası ile istenmesi mümkündür.
Mahkemece, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği nazara alınarak zamanaşımının dava tarihi itibariyle kesileceği değerlendirilmeksizin talep artırım dilekçesine karşı yapılan zamanaşımı def"i nazara alınarak hüküm kurulması hatalı olduğu gibi aynı nedenle fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına dava tarihi yerine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Öte yandan, Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda 2009 yılı Kasım ve 2012 yılı Eylül aylarına ait ücret ödemesine rastlanılmadığı, 2009 yılı Aralık, 2010 yılı Nisan, Temmuz ve 2011 yılı Mayıs ve Temmuz aylarına ait ödemelerin ise davacının ücretinde altında olduğu gerekçesiyle bu aylara ilişkin fazla çalışma hesaplanmıştır. Davalı, davacıya 01.03.2010 tarihinde maaş ödemesi olarak 1.656,27 TL ödendiğini bu ödemenin 2009 yılı Kasım ayına ait ücret ödemesi de olduğunu, yine 07.12.2012 tarihinde 2012 yılı Eylül ayı ücreti açıklaması ile 2.238,70 TL ödendiğini, bu ödemelerin dikkate alınmadığını savunmuş olup davalının bu yöndeki itirazı da dikkate alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililerine iadesine, 04.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.