13. Hukuk Dairesi 2015/34551 E. , 2018/304 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalının avukat olduğunu, kendisi adına işlemleri takip etmek için dava dışı avukat .....a tevkil yetkisini de içeren vekalet verdiğini, bu avukatın tevkil yetkisine istinaden davalı avukata kendisinin sahip olduğu tüm işlemleri yapabilme yetkisini içeren yetki belgesi verdiğini, davalı avukatın bu yetki belgesi ile kendisi adına açılan işçilik davasını takip edip adına 15.000,00 TL değerinde çek ile 12.000,00 TL nakit para tahsil ettiğini, tahsil edilen tutarı kendisine ödemediği gibi paranın çekildiği ve karşı yanın ibra edildiği konusunda da bilgi vermediğini, bu nedenle Avukatlık Kanunu’nun 171.maddesi gereği dava dışı asıl avukat ile birlikte sorumluluğu bulunduğunu, alacağın tahsili için her ikisi aleyhine icra takibi yaptığını, dava dışı .....’ın takibe itiraz etmediğini ancak davalı avukatın haksız itiraz ettiğini ileri sürerek haksız itirazın iptaline, takibin devamı ile alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, yetki belgesine sahip olan avukatın sorumlu olduğu iddiası ile açılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı müvekkil, yetki belgeli avukatın kendisi adına para tahsil etmesine rağmen kendisine ödeme yapmadığını, bu nedenle zarara uğradığını, asıl avukat ile birlikte yetki belgeli avukatın da verdiği zarardan Avukatlık kanunu 1712. maddesi gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek zararının tazminini vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı avukat ise, davalı ile sözleşmesel ilişkilerinin olmadığını, kendisinin dava dışı avukat....ın yanında sigortalı olarak çalıştığını, yetki belgesini dava dışı avukattan aldığını, bu nedenle onun emir ve talimatlarına uygun hareket ettiğini, parayı onun talimatı ile çekerek yine onun talimatıyla karşı tarafı ibra ettiğini, tahsil ettiği parayı da avukata ödediğini, buna dair yazılı belge aldığını, ayrıca avukatın aldığı vekalette ahzu kabz yetkisinin bulunduğunu, ona yaptığı ödemenin asile yapılmış ödeme kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece de davalının savunmasına itibar ile Avukatlık Kanunu 171. maddede düzenlenen sorumluluğun varlığı için yetki belgeli avukata atfedilebilecek kusur olmaması gerektiği, sigortalı olarak çalışan davalı avukatın bulunduğu konum ve aldığı yetki itibariyle tahsil ettiği ödemeyi dava dışı avukata yapmasının kusur sayılamayacağı ve kusurlu eylemi ile verilmiş bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Dosya üzerinden yapılan incelemede; davacı dava dışı.... işçilik alacağının tahsili için ... 4. Noterliği’nin 12.01.2007 tarih ve .....yevmiye no ile vekil tayin ettiği, bu vekaletname ile dava dışı avukatın ‘bir kısmı ya da tamamı ile başkalarını tevkil teşrik ve azle ’yetkili kıldığı, bu yetki ile dava dışı avukatın davalı avukata 14.07.2010 tarihinde vekaletnamedeki tüm yetkileri kullanabilme yetkisini içeren yetki belgesi verdiği, davalı avukatın da aldığı yetki belgesi ile davacı asil adına 12.000,00 TL nakit para ile 15.000,00 TL değerinde çek alarak karşı yanı 06.08.2010 tarihinde ibra ettiği, aynı gün tahsil ettiği çek ve parayı dava dışı avukata teslim ettiği anlaşılmaktadır.
Avukatlık Kanunu"nun 56. maddesinin 5. fıkrasında ‘’Avukatlar veya avukatlık ortaklığı başkasını tevkil etme yetkisini haiz oldukları bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilir. Bu yetki belgesi vekaletname hükmündedir.’’ hükmü, yine aynı kanunun 171.maddesinin 2. ve 3. fıkrasında ise ’’Avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetki tanınmış ise, yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, bunun düzenlendiği tarihten sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat, bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir.
İkinci fıkradaki hallerde, avukatın müvekkile karşı sorumluluğu devam eder. Birlikte takib ettiği veya işi tamamen devrettiği avukatların kusurlarından ve meydana getirdikleri zarardan dolayı müvekkile karşı hem şahsen hem de diğer avukatla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şu kadar ki, bu hüküm, 12 nci maddede yazılı bir iş sebebiyle başka bir yerde çalışmak zorunluğunda olduğu için işi tamamen başkasına devreden avukatlar hakkında uygulanmaz.’’ hükmü düzenlenmiştir.
Az yukarda incelenen mevzuat hükümleri gereği, yetki belgesi vekalet hükmünde olup, yetki belgeli avukat kusuruyla verdiği zarardan asile karşı diğer avukat ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Somut olayda davalı avukat sigortalı olarak çalışan avukat olsa da bu onun ifa ettiği kamu görevinde değişikliğe sebep olmaz. Kaldı ki aldığı yetki belgesi ile vekaletnamedeki tüm yetkileri kullanmayı üstlenmiş,asil adına tüm parayı tahsil etmiş ve karşı tarafı ibra ederek borcu sonlandırmıştır. Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi gereği Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler. Bu hüküm de göstermektedir ki, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, Borçlar Kanunu"nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevlidir. Bu nedenle yetki belgeli avukatın özen ve sadakat yükümlülüğü borcu yalnızca kendini yetkili kılan avukata ifa etmekle sona ermez. Alacağın gerçek sahibi asili en azından yaptığı tahsilat konusunda bilgilendirmiş ve ödemeyi onun rızası kapsamında yapmış olması gerekir. Somut olayda, bilgilendirme yapılmadığı gibi rızası da alınmadığına göre avukatın eyleminin kusursuz olduğundan ve zarara sebebiyet vermediğinden söz edilemez. O halde mahkemece, yetki belgeli avukatın eyleminin kusurlu olduğu ve zarara sebebiyet verdiği gözetilerek Avukatlık Kanunu"nun 171. maddesinin 3. fıkrası gereği sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.