22. Hukuk Dairesi 2016/8746 E. , 2019/7569 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Belediyeye ait park ve temizlik işlerinde çalıştığını, iş akdinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini öne sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Söz konusu hususlar ulusal bayram ve genel tatil hesabı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının işyerinde fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasına ilişkin işyeri kaydı mevcut olmayıp davacı tanıklarının beyanları esas alınarak sonuca gidilmiş ise de; dinlenen davacı tanıklarının davalı işveren aleyhine dava açtığı ve davacı ile menfaat birlikteliği içinde olduğu anlaşılmakla kural olarak beyanlarına itibar edilmemesi gerekir. Davacı şahitlerinin, davacı ile aynı mahiyette davalarının bulunması sebebiyle salt husumetli tanık beyanlarına itibarla davacının fazla mesai yaptığının kabulü isabetli olmamıştır. Davacı, fazla çalışma yaptığını ve tatil günlerinde çalıştığını yeterli ve inandırıcı delille ispat edememiştir. Nitekim, Dairemizin aynı mahiyette olan 2015/26645, 26647 ve 3450 esas gibi dava dosyalarında da bu kabule göre fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddi gerektiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca fazla mesai yaptığı ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı hususu sabit olmayan davacının söz konusu taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur.Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/h maddesinde, “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında sayılmıştır. Ödenmiş alacak hakkında davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Bu halde, 6100 sayılı Kanun’un 115. maddesi gereğince, dava şartının varlığı ya da yokluğunun incelenmesi, doğrudan mahkemeye verilmiş ödevlerden olması karşısında, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının var olup olmadığını kendiliğinden gözetilmesinde bir usuli engel bulunmamaktadır.Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.02.2016 tarih, 2014/22-735 esas, 2016/166 karar)
Somut uyuşmazlıkta; temyiz aşamasında, davalı işverence iş akdinin 31.08.2014 tarihinde sona ereceğini bildirir süreli feshe ilişkin bir belgenin fotokopisi sunulmuş ve bu belgenin davacıya 30.06.2014 tarihinde PTT kanalı ile tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçası eklenmiştir. Hizmet süresine göre davacıya tanınması gereken ihbar öneli 4857 Sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca, 8 haftadır. Fesih bidiriminin tebliğ edildiği tarih ile fesih tarihi arasında 8 haftayı aşkın bir süre olduğu görülmektedir. Davacıya usulünce ihbar öneli tanınıp tanınmadığı bir başka deyişle davacının ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığına ilişkin bu belge, bir nevi ödeme belgesi mahiyetindedir. Ödeme belgelerinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması mümkündür. Açıklanan nedenle; Mahkemece davalı tarafa, ibraz ettiği belgenin aslını sunması için yöntemince kesin süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının sunduğu bu belgenin içeriğine ve imzaya karşı diyecekleri sorulmalı, sonucuna göre davacının ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı konusunda bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi ayrıca bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.