11. Hukuk Dairesi 2018/217 E. , 2019/2217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/09/2017 tarih ve 2016/64-2017/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-birleşen davalı vekili; davalı ile “Robert"s Coffee” markası ilgili olarak 22.02.2010 tarihli franchise sözleşmesi imzalandığını, kurulum için 110,145,00 TL masraf yapıldığını, isim hakkı için 28.000 USD (42.042,00 TL) ödemede bulunduklarını, davalının konsept kitabını teslim etmediğini, siparişleri hiç veya zamanında yerine getirmediğini, ürünler için fahiş fiyat talep ettiğini, personel eğitimi için gerekli özeni göstermediğini, acil eleman ihtiyacını karşılanmadığını, bu hususlarla alakalı ihtarname gönderildiğini, 25.10.2010 tarihinde sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek 110.145,00 TL kurulum masrafı, 28.000 USD isim hakkı bedelinin temerrüt tarihi olan 18.11.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise; cezai şart talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu marka kullanımının mevcut olmadığını savunarak reddini istemiştir.
Davalı-birleşen davacı vekili; davacı-birleşen davalı ile 22.02.2010 tarihinde "ROBERT"S COFFEE" markasını kullanması için 5 yıllık franchise sözleşmesi imzalandığını, işe başladıktan sonra haksız ihtarnameler gönderdiğini, 25.10.2010 tarihli ihtarname ile 14.11.2010 tarihi itibariyle sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, buna rağmen markalarını kullanmaya devam ettiğini, bu durumun tespit raporu ile belirlendiğini, sözleşmenin 6.2 maddesi uyarınca müvekkilinin onayı olmadan faaliyet sona erdirilir veya başka marka ile anlaşma yapılırsa 50.000 USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacı-birleşen davalının sözleşme uyarınca aylık ciro üzerinden müvekkiline ödemede bulunması gerektiğini, sözleşmenin feshi nedeniyle zarara oluştuğunu, sözleşmedeki rekabet yasağına ilişkin düzenlemeye aykırı hareket edildiğini ileri sürerek 50.000 USD cezai şart, haksız rekabet ve uğranılan ticari zarar karşılığı 50.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise; davacı-birleşen davalının haksız ihtarnamelerine cevap verildiğini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu savunarak reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacı-birleşen davalının bilirkişi raporuna raylı tente bedeli yönünden itirazının yerinde olduğu, asıl dava ve birleşen dava dosyası içerisinde davacı-birleşen davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan fotoğrafta raylı tente resminin bulunduğu, üzerinde marka ibaresinin yazılı olduğu, bu malzemenin tekrar kullanılamayacağından talep edilebileceği, metal mekanizmaların tekrar kullanılabileceğine yönelik davalı-birleşen davacı itirazının yerinde olmadığı, tekrar kullanılması mümkün mutfak ve servis eşyaları, sehpa, sandalye, masa, kahve makineleri ile tüketilebilir malzemeler dışında bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen 20.845,00 TL harcanan malzeme bedeli ve 15.000,01 TL raylı tente bedeli ile beraber isim hakkı için ödenen 42.540,00 TL olmak üzere toplam 76.096,87 TL bedelin tahsilinin gerektiği, birleşen dava yönünden ise bozma öncesi verilen karara ilişkin her iki tarafın temyiz itirazlarının Yargıtay"ca reddine karar verildiği, bu suretle usuli kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 42.540,00 TL isim hakkı için ödenen bedel ile, 33.556,87 TL kurulum hakkı olmak üzere toplam 76.096,87 TL"nın 18.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı-birleşen davacıdan tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile 2.475,11 TL"nın davalı-birleşen davacıdan tahsiliyle davacı-birleşen davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı-birleşen davalı vekili ve davalı-birleşen davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-birleşen davada davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik tüm, davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik (2) numaralı bendin, birleşen davaya yönelik ise (3) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, franchise sözleşmesinin haklı nedenle feshinden kaynaklanan ve kurulum için yapılan bir kısım masrafların tahsili istemine ilişkindir. Davacı-birleşen davada davalının, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında kurulum için satın aldığı ve sözleşmenin feshi sonrasında başka yerde kullanımı mümkün olmaması nedeniyle iadesini talep ettiği malzeme bedelleri için yapmış olduğu harcamalara KDV dahil olup söz konusu malzemelerin KDV dahil bedellerinin saptanarak hüküm altına alınması gerekirken bu malzemelerin KDV hariç bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Birleşen dava bakımından; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek reddedilen kısım yönünden davacı-birleşen davada davalı yararına 8.990,50 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Birleşen davada 50.000,00 TL ve 50.000,00 USD"nin tahsili talep edilmiş olup dava değeri, birleşen dava tarihindeki döviz kuru üzerinden davalı-birleşen davada davacı tarafça 139.230,00 TL olarak belirtilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen 136.754,89 TL"lik kısım yönünden davacı-birleşen davada davalı yararına 13.690,39 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 8.990,50 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararınbu nedenle davacı-birleşen davada davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7 maddesi uyarınca birleşen davaya yönelik verilen kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davada davacının asıl ve birleşen davaya yönelik tüm, davacı-birleşen davada davalının ise asıl ve birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen davada davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının birleşen davaya yönelik hükmünün 2 numaralı kısmının B bendinin ikinci paragrafındaki “8.990,50 TL” ibaresinin karardan çıkartılarak yerine “13.690,39 TL” ibaresinin eklenmesine, birleşen davaya yönelik olarak verilen kararına bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.911,67 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalıya iadesine 25/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.