14. Hukuk Dairesi 2016/9295 E. , 2019/2435 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.03.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 360 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının kendisine ait 362 parsel sayılı taşınmazın etrafını tel örgü ile çevirerek kullandığı yolu kapattığını belirterek davalıya ait taşınmaz üzerinden 4 metre genişliğinde geçit hakkı tesisini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile "... İli, ... İlçesi, Koramaz Mahallesi, Köyönü Mevkii, 360 parsel sayılı taşınmaz lehine, dava konusu ... İli, ... İlçesi Koramaz Mahallesi, Köyönü Mevkii, 362 parsel sayılı taşınmazın 25/11/2015 havale tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde 1. güzergah olarak gösterilen ve ekli krokide yeşil renk ile gösterilmiş olan 3,00 m genişliğinde, 107,70 m uzunluğunda, 2,20 m yüksekliğinde toplam 327,50 m²"lik alan üzerinden 7.992,50 TL bedel karşılığında geçit hakkı tesisine" karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı temyiz etmişlerdir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ulaşım sağlayacak geçitin herhangi bir engelle karşılaşmadan genel kadastro yoluna ulaşması gerekir.
Ayrıca, kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya içeriğine göre, davacının geçit ihtiyacının bulunduğu açıktır. Bu nedenle; mahkemece, 06.07.2015 tarihinde uzman bilirkişiler eşliğinde yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davacıya ait 360 parsel sayılı taşınmaz lehine en uygun geçit yerinin tespit edilebilmesi bakımından mahallinde keşif icra edilmiş; keşif sonucu alınan 21.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davalıya ait 362 parsel sayılı taşınmaz üzerinden rapora ekli krokide yeşil renkle gösterilen geçitin, davacıya ait taşınmazın yola bağlantısını sağlayan en uygun yer olduğu belirtilmişse de; bu yol ile davacının taşınmazı arasında kalan mevcut yolun eninin metre cinsinden değeri hesaplanmamıştır
O halde mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda değinilen ilkere göre inceleme ve araştırma yapılarak öncelikle alanında uzman bilirkişiler eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılıp, bu bilirkişilerden rapor alınarak davacıya ait 360 parsel sayılı taşınmazın batısındaki yolun enini metre cinsinden hesaplatmak; yapılan ölçümde, yolun 2,5 metreden daha dar olduğu anlaşılıp, davacının nispi geçit ihtiyacında olduğunun saptanması halinde davalıya ait 362 parsel sayılı taşınmaz üzerinden bir miktar yerin ilave edilmesiyle yolun genişletilerek 360 parsel sayılı taşınmazın anayola bağlantısını sağlatmak olmalıdır. Öte yandan; yapılan ölçümde, yolun eninin 2,5 metre olduğu anlaşılırsa, yolun genişletilmesi külfetine davacının katlanması gerekmektedir.
Mahkemece, bütün bu araştırmalar yapılmadan tamamı davalıya ait olan 362 parsel sayılı taşınmaz üzerinden tümüyle geçit hakkı verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.