3. Ceza Dairesi Esas No: 2018/10842 Karar No: 2019/5224 Karar Tarihi: 13.03.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/10842 Esas 2019/5224 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2018/10842 E. , 2019/5224 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde; Katılan vekilinin 09.07.2015 tarihinde tefhim edilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"un 310/1. maddesinden öngörülen yedi günlük süreden sonra, 20.07.2015 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle, süreden sonraki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun REDDİNE, 2) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelemesinde; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; a) Sanığın suç tarihinde ayağında bulunan (iş güvenliği kuralları gereği çalışanların giymek zorunda olduğu ve tanık anlatımlarına göre plastikten yapılma ancak ucunda görünmeyecek şekilde koruyucu demir bulunan) iş ayakkabısı ile müştekiye vurarak yaşamsal fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek nitelikte kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığının müşteki ve tanık anlatımlarından anlaşıldığı olaya ilişkin olarak; ayakkabının saldırı ve savunma amacıyla yapılmış özellikte olmadığı açık ise de, suçta kullanılan vasıtanın suçla korunan hukuksal yarar üzerinde özel bir tehlike yaratmaya elverişli olup olmadığının tespiti için, kullanılan aracın yapısı ve olayda kullanılış biçimi, suçun icrası sırasında bu vasıtanın ayrı bir bilinçle kullanılıp kullanılmadığı hususlarının değerlendirilmesi ve buna göre, suçta kullanılan iş ayakkabısının türü, hangi maddeden meydana geldiği, kullanılış biçimi, vuruş şiddeti, hedef alınan yer ve mağdurun özellikleri, ayrı bir bilinçle mağdura karşı kullanılıp kullanılmadığı hususları gözönünde bulundurularak böyle bir tehlike yaratmaya genel olarak elverişli olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapıldıktan sonra sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/3-e maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi yerine, yazılı biçimde eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verilmesi, b) Aynı iş yerinde çalışan ve aralarında önceye dayalı anlaşmazlık bulunan sanık ve müşteki arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü olaya ilişkin olarak sanığın soruşturma aşamasındaki savunmasında suç tarihinde yaşanan bir arızdan ötürü müştekiyi uyardığını ancak müştekinin kendisine küfrettiğini ve aralarında bir itekleşme yaşadığını bildirmesi ve dinlenen tanıkların da çıkan kargaşada her iki tarafın birbirlerine vurduğunu beyan etmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesi uyarınca asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca CMUK 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza açısından sanığın kazanılmış hakları dikkate alınarak isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.