1. Hukuk Dairesi 2017/3936 E. , 2020/3137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUDAVAYA DAHİL EDİLEN
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 3 ada 5 parsel, 13 ada 4 parsel; 18 ada 43 parsel, 17 ada 7 parsel sayılı taşınmazların 4753 sayılı kanuna göre davalının mirasbırakanı Mustafa adına tescil edildiğini, ancak davalının taşınmazları üçüncü kişilere devrederek çiftçiliği bıraktığını, taşınmazların tescil şartı ortadan kalktığından tapu kayıtlarının iptali ile hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı, yaşlı olduğunu, zirai araçlarının olmaması nedeniyle taşınmazları başkalarının yardımı ile ektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 3 ada 5 parsel, 13 ada 4 parsel; 18 ada 43 parsel, 17 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar Hazineye aitken 4753/5618 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca tevzi ve tahsis yoluyla davalı ...’ın miras bırakanı ... adına tescil edildiği,miras bırakanın 28/03/1958 tarihinde ölümü üzerine davalının mirasçı olarak kaldığı görülmektedir.
Mahkemece, davalının taşınmazlar üzerinde bizzat çiftçilik yapması ve çiftçiliğin gerektirdiği çabaları göstermesinin mümkün olmadığı, böylece tahsis amacına uygun kullanılmadığı gerekçesi ile taşınmaz kayıtlarının iptali ile malik hanelerinin 4753 Sayılı Yasanın 57.maddesi uyarınca Hazine olarak doldurulmasına karar verilmiştir.
Gerçekten de, 11.06.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4753 Sayılı ... Topraklandırma Kanunu, toprağı olmayan veya olup ta kifayetsiz bulunan kişilere bazı usul ve esaslar dairesinde toprak verilmesine dair düzenlemeler getirmiştir. Ayrıca, kendisine toprak tevzi edilen kişilerin de toprağın işletilmesi ile ilgili olarak uyması gerekli olan bazı kurallar öngörülmüştür. Bunlardan birisi ve en önemlisi 57.maddesinde "...Bu Kanunla verilen arazi, sahibi tarafından işletilemeyerek terkedilir veya ortakçılıkla veya özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının bu kanun
gereğince ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere, gayrimenkullerin geri verilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır..." şeklinde yeralan hükümdür. Keza, 28.02.1957 tarihinde Bakanlar Kurulunun 8751 Sayılı Kararı ile mer"iyete konulmuş bulunan ve ... Topraklandırma Kanununun 63.maddesine dayanılarak hazırlanmış ... Topraklandırma Nizamnamesinin 57.maddesinde de "...Verilen toprak, kanunun 7,56 ve 57.maddeleri mucibince özürsüz olarak işletilmez ve terk edilirse veya ortakçılıkla işletilirse veyahut kiraya verilirse, verilen toprak geri alınır ve tapu kayıtları Hazine adına değiştirilir..." denilmek suretiyle aynı hüküm tekrarlanmıştır.
4753/5618 Sayılı Yasa sonradan iptal edilmişse de hak hangi yasa zamanında verilmişse, o yasa hükümlerine tabiidir düşüncesiyle uygulamada anılan yasadan kaynaklanan ve 57.madde hükmüne dayalı olarak sonradan açılan davalar, bu yasa hükümleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulmuştur.
Ne varki, 22.11.1984 tarihli ve 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanununun Geçici 3.maddesinde; "... uygulama alanları ve uygulama alanları dışında 1617 Sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanununun 8.maddesiyle mülga 4753 Sayılı ... Topraklandırma Kanunu ve 4486 Sayılı ... ... ve ... Okulları Hakkındaki Kanunun hükümlerine göre tevzi edilen ve bilahare başkalarına devredilmiş bulunan gayrimenkullerin satışının iptaline ilişkin olarak açılmış davalar, her ne safhada olursa olsun düşer..." şeklinde düzenlemeye yer vermiş, 9.5.1985 tarihinde kabul edilen, ancak 5286 Sayılı Yasa ile bazı hükümleri iptal edilen 3202 Sayılı Yasanın geçici 9.maddesinde de aynı hüküm tekrar edilerek, 4753 Sayılı Yasa gereğince tevzi edilen taşınmazlarla ilgili olarak Hazine tarafından açılan geri alma ve iptal davalarının her ne safhada olursa olsun düşeceği öngörülmüştür.
Değinilen yasal düzenlemeler karşısında, davacının 4753 Sayılı Yasanın 57.maddesine dayanarak açmış olduğu davaların yasal mesnedinin bulunduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere aksi yönde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile,hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.