8. Ceza Dairesi 2019/9943 E. , 2019/7851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : İşkence, resmi belgede sahtecilik, iftira, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, yalan tanıklık
HÜKÜM : Düşme, beraat
Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Katılan ..."in sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında işkence; sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, iftira, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme; sanık ... hakkında yalan tanıklık; katılan ..."nın sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında işkence; sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, iftira, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme; sanık ... hakkında yalan tanıklık; katılanlar ... ve ... vekilinin sanık ... hakkında iftira suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Yokluklarında verilen kararın 22.11.2018 günü katılan ..."e; 16.11.2018 tarihinde katılan ..."ya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak; CMUK.nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 11.12.2018 ve 05.12.2018 tarihlerinde hükümleri temyiz ettikleri, ayrıca katılanlar ..., ..."nın sanık ... hakkında resmi belgede
sahtecilik, iftira, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme; sanık ... hakkında yalan tanıklık suçlarından, katılanlar ... ve ..."nun sanık ... hakkında iftira suçundan zarar görmemeleri nedeniyle bu suçlara ilişkin hükümleri de temyiz haklarının bulunmadığı anlaşılmakla;
Katılanlar ..., ... ile ... ve ... vekilinin, temyiz inceleme isteklerinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Katılanlar ... ve ... vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... hakkında; katılan ..."ın sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında işkence suçundan; katılan ... vekilinin sanık ... hakkında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan, sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan, Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:
Dava zamanaşımı, olay tarihinden itibaren yasa tarafından belirlenen sürelerin geçmesi halinde Devletin yargılama hakkından vazgeçmesidir. Fiil hukuka aykırı ve suç teşkil etse bile fail cezalandırılmamakta, davanın düşürülmesine karar verilmektedir.
T.C. Anayasası"nın 38. maddesinin 1. fıkrasında, ""kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez"" denildikten sonra 2. fıkrada, ""suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır"" denmekle, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve zamanaşımı süresi yönünden aleyhe sonuç doğuran yasanın uygulanamayacağı kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımı, sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olup Anayasa"nın 38, TCK.nın 2 ve 7. maddeleri uyarınca, suç tarihinden sonra lehe yapılan yasal değişiklikten sanık yararlanacak, aleyhe olan değişiklikler ise uygulanmayacaktır. Diğer bir anlatımla, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasayla zamanaşımı süresi sanık aleyhine yeniden düzenlenmişse aleyhe sonuç doğuran yeni yasa değil, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan yasa tatbik olunacaktır. Yargıtay"ın süreklilik gösteren uygulamaları bu doğrultudadır.
Somut olayda; sanıklara yüklenen işkence suçu olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nın 243. maddesinde düzenlenmiş olup, zamanaşımına ilişkin bir hüküm içermemektedir. Dava zamanaşımı yasanın 102 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nın 94. maddesinde, yasanın kabul edildiği ilk şeklinde zamanaşımına ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde,
11.04.2013 gün, 6459 sayılı Yasanın 9. maddesi ile 94. maddeye eklenen 6. fıkrada ""Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez"" hükmü kabul edilmiştir. Dava zamanaşımının uygulanmayacağını kabul etmesi nedeniyle aleyhe olan bu hüküm, yürürlüğe girdiği tarihten sonra işlenen suçlarda uygulanacak, geçmişe etkili olmayacaktır.
Bu itibarla incelenen dosyada, suçun işlendiği iddia olunan 18.11.1999 tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nın, 243. maddesinde suçun yaptırımı 8 yıla kadar ağır hapis olarak kabul edilmiştir.
01.06.2005 günü yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nın 94. maddesinde ise, 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Yasal değişiklikler gözetildiğinde, hükmolunacak cezaların yukarı sınırları ve zamanaşımı süresi itibariyle en lehe olan hüküm; suç tarihinde yürürlükte bulunan ve en fazla 8 yıl hapis cezasını öngören 765 sayılı TCK.nın 243/1. maddesi olup, aynı Yasanın 102/3. maddesinde öngörülen asli 10 yıllık, hukuki kesinti halinde 104/2. maddesi uyarınca 15 yıllık kesintili (uzamış, olağanüstü) dava zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmakla ;
Bozmaya uyularak; yapılan yargılama sonunda, mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen düşme ve beraat kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan ... ve ... vekili ve ..."ın işkence suçunda zamanaşımının gerçekleşmediğine, eksik incelemeye; Cumhuriyet Savcısı ve katılan ... vekilinin sanık ..."e yüklenen yalan tanıklık suçunun sabit olduğuna ve sanık ..."a yüklenen suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan cezalandırılması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III- Katılan ... vekilinin sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Sanık ..."ın, 04.03.2010 tarihli yazı ile ... "in hastanede tedavi görmediğine dair yazı düzenleyen ve ... Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığının 10.07.2013 tarihli iddianamesi ile hakkında Hakikate Muhalif Resmi Evrak Tanzim etmek suçundan hakkında dava açılan ve görevsizlik kararı üzerine İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden Kasımpaşa Askeri Hastanesi Başhekimi ..."i sahte resmi belge düzenlemeye azmettirdiğinin iddia olunması karşısında; kanıtların birlikte değerlendirilmesi açısından; 5271 sayılı CMK.nın 8. ve 11. maddeleri gereğince mümkünse birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde dava dosyalarının aslının ya da onaylı örneklerinin denetime olanak sağlayacak şekilde dava dosyası içerisine konulması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.