1. Hukuk Dairesi 2016/17914 E. , 2020/3129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil;olmadığı takdirde, bedel isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakanı ..."nin ölümü üzerine davalı mirasçıların mirasbırakana ait banka hesabındaki paraları çekebilmeleri için vekaletname vermesi gerektiği telkiniyle velayet hakkı elinde bulunan babası ..."ın kendisine velayeten vekaletname vermesini sağladıklarını, davalı vekil ..."nin de anılan vekaletname ile mirasbırakana ait maliki olduğu 1702 parsel sayılı taşınmazdaki 3, 4, 7, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin tüm mirasçılar adına intikalini yaptırdıktan sonra çekişmeli beş parça taşınmazda bulunan paylarının tamamını diğer davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, o tarihte yaşının küçüklüğü nedeniyle haklarını koruyacak durumda bulunmadığını, söz konusu satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu, davalı vekil ..."nin vekalet görevini sadakat ve özenle ifa etmediğini, satışı haber vermediği gibi kendisine de babası ..."a da satış bedeli ödenmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar ..., ..., ..., hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin, ..."in de pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, satışın tapuda resmi akit ile gerçekleştirilmesi nedeni ile davacının iddiasını tanıkla ispat etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, eldeki davanın velayet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklandığı, bu tür iddialarla açılan davalar bakımından Aile Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki, iddianın yukarıda açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın, velayet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasından kaynaklanmadığı, davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 2. maddesinde ""Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir."" düzenlemesine yer verilmiştir.Bu durumda, eldeki davada, mülkiyet hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğuna göre; uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken; bu yön gözardı edilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. Bir kısım davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.