Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/8459 Esas 2017/2735 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8459
Karar No: 2017/2735
Karar Tarihi: 28.02.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/8459 Esas 2017/2735 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'nde muhdesatın tespiti davasını incelemiş ve 499 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 katlı yapının davacı tarafından meydana getirildiği tespit edilmiştir. Ancak yapıda tapu kaydında gösterilen başka bir ev de bulunduğu için aidiyet tartışması yaşanmıştır. Mahkeme, müteşekkil yapının davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar vermiş ancak bu ifadenin yerine yapıda turkuaz renkle işaretlenen yapının davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti yazılması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 4721 s. TMK 684/1 m, 718 m, 722, 724, 729 m maddeleri ve HMK'nun 297/2 maddesi hükümleriyle desteklenmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2017/8459 E.  ,  2017/2735 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı vekili, EPDK tarafından yapılan kamulaştırma işlemine konu 499 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı yapının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili ile davalı ... davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, davalı ... ise savunmada bulunmamıştır.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 499 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bodrum ve zemin kattan oluşan kargir yapının davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.
    1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-) a-Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

    Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu 499 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 09.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi Atıf Ekiz tarafından düzenlenen raporda turkuaz renkli boya ile işaretlenen 2 katlı yapının davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece anılan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    b-Bundan ayrı, 6100 sayılı HMK"nun 297/2 maddesi hükmünde taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
    Mahkemece, 499 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki bodrum ve zemin kattan müteşekkil yapının davacıya ait olduğuna karar verilmiş ise de, az yukarıda zikredilen fen bilirkişi Atıf Ekiz tarafından düzenlenen raporda, taşınmaz üzerinde iki adet bina bulunduğu, kırmızı renkli boya ile işaretlenen yapının tapu kaydında gösterilen tescilli ev olduğu, turkuaz renkli boya ile işaretlenen yapının ise davaya konu edilen yapı olduğu belirtildiği halde, hüküm kısmında fen bilirkişi raporuna atıf yapılmadan ve hangi yapının davacı tarafından meydana getirildiği açıkça belirtilmeden karar verilmesi durasakmaya neden olmuştur.
    Bir kısım davalılar vekilin temyiz itirazları bu yönden yerinde olup hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmekteyse de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aşağıdaki şekilde hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir (HUMK. m. 438/7).
    SONUÇ: Yukarıda (2)-(a)/(b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün 1. fıkrasındaki “…. davacıya aidiyetinin tespitine…” sözlerinin çıkarılmasına, yerine “…davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine..” sözlerinin yazılmasına; yine hükmün 1. fıkrasına, 499 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tümcesinden sonra gelmek üzere “09.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi Atıf Ekiz tarafından düzenlenen raporda turkuaz renkli boya ile işaretlenen” tümcesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 28.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.