13. Hukuk Dairesi 2016/2075 E. , 2018/264 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 19/02/2014 tarihli ve..... numaralı sözleşme ile 204.903,80 TL karşılığında davalı tarafından yapılacak ve Ekim 2014"de açılışı yapılması gereken ....Cumhuriyeti"nin .....otelinde 01/02/2015 tarihinde başlamak üzere her yıl 7 gün süreli olmak üzere konaklama yapılması ya da konaklama yapılmaması durumunda bu hakkın kiralayan davalıya bırakılması halinde 01/02/2015 tarihinden başlamak üzere 12 yıl boyunca her yıl 22.839,41 EURO"nun kiracı davacıya ödenmesi hususlarında anlaşıldığını, sözleşme bedelinin tamamının davalıya ödemesine rağmen davalı tarafından vaat edilen taahhütlerin gerçekleştirilmediğini, bu hususta davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak ihtarnameye rağmen bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın % 20"si oranında inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde; davacı, taraflar arasında imzalanan 19/02/2014 tarihli .....numaralı Kiralama Sözleşmesi uyarınca sözleşme bedelinin tamamını davalıya ödemesine rağmen davalı tarafından vaat edilen taahhütlerin gerçekleştirilmediği için ödediği bedelin karşılıklıksız kaldığı iddiası ile bu davayı açmıştır. Böylece dava konusunun kira ilişkisinden doğan alacak davasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, tüketici işlemi niteliğinde değildir. Davanın genel hükümlere göre genel mahkemede çözümlenmesi gerekir. Zira 6100 Sayılı HMK"nun 4. maddesinde bu tür davalara bakmakta Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu açıklanmıştır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde, mahkemece Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.