Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3446
Karar No: 2020/5667
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3446 Esas 2020/5667 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3446 E.  ,  2020/5667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar; davalı kurum ile ... no’lu sayacın aboneliğine ilişkin olarak 1993 yılında akdedilen sözleşmeye istinaden elektrik kullanımının bulunduğunu, kullanım devam ederken davalı ... yetkilileri tarafından kendisinin sayacı ile oynanmış olduğu ve kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesi ile hakkında para cezası uygulandığını, işyerine ... tarafından takılan yeni sayacın gösterdiği tüketimin önceki tüketimlerden daha düşük olduğunu, tüketimde artış olmadığını, ... yetkililerinin geriye dönük faturalandırmada son altı aylık tüketimi baz alarak ölçümleme yapmaları gerekirken hatalı tahakkuk yaptıklarını, davalının bu haksız uygulama ile kendisini mağdur ettiğini, ilgili bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, kendisine haksız ödetilen 51.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davacılardan ...’un işlettiği kampın elektrik tesisatında takılı bulunan ... marka...seri numaralı aktif sayacın, ... markalı... seri numaralı ve ... markalı ...seri numaralı reaktif sayaçların uzaktan haberleşmeye uygun olmaması sebebiyle 08.02.2012 tarihinde kurum elemanlarınca sökülerek yerine ... marka ... seri numaralı sayacın takıldığını, sökülen sayaçların laboratuvar muayenesine gönderildiğini, bu sayaç değiştirme işleminin 08.02.2012 tarihli sayaç değiştirme tutanağı ile kayıt altına alındığını, Sayaç Ayar Tamir Başmühendisliğince yapılan inceleme sonucunda... seri no’lu ve ...seri no’lu reaktif sayaçlar için düzenlenen 26.03.2012 tarihli sayaç muayene formlarında her iki sayacın da mekaniksel ve elektriksel olarak normal çalıştığının tespit edildiğini, ... markalı ve...seri no’lu aktif sayaç için hazırlanan 10.06.2012 tarihli sayaç muayene formunda bu sayacın ölçüler mühürleri ve numaratörü ile oynandığını, numaratörde izlerin bulunduğunu, kaçak işleminin yapılmasının uygun olduğunu, davacılar hakkında yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; ... tarafından açılan davanın davacı sıfatının olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine; diğer davacı ... tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 48.552,49 TL’ nin dava tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 18/09/2017 T. ve 2016/1661 E. - 2017/12151 K. sayılı ilamı ile gerekçe ve hüküm kısmı arasında hükmedilen faiz yönünden fark bulunduğu ve bu şekilde çelişkili hüküm kurulmasının yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı ... ... tarafından açılan davanın davacı sıfatı olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan, diğer davacı ... açısından ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz 10/10/2018 T. ve 2018/1417 E. 2018/9855 K. sayılı ilamı ile mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla davacı yararına usuli müktesep hak oluştuğu nazara alınmak sureti ile, bozma ilamında açıkça faiz türü yönünden hüküm bozulduğuna göre bozma ilam gereği yerine getirilecek şekilde hüküm tesisi gerekirken, bu kez yeni bir gerekçeyle davanın esastan reddine karar verilmesi şeklinde hüküm tesisi doğru görülmediği gerekçesi ile bozulmuş, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemiz 14/11/2019 T. ve 2019/997 E. - 2019/9207 K. sayılı ilamı ile davalı vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı ile kaçak kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan (istirdat, menfi tespit, itirazın iptali) davalarda, öncelikle kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığı hususunun belirlenerek kaçak elektrik kullanımı halinde tarafların sıfatı, iddia ve savunmaları kapsamında, tahakkuk yapılması gereken tarihteki mevzuat ile varsa sözleşme hükümlerine göre kaçak ve ek kaçak tahakkukunun denetlenmesi gerektiği, mahkemece verilen ilk hükümde davacı ... yönünden davanın reddine, diğer davacı yönünden bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, hükmün davalı temyizi üzerine sair temyiz itirazları incelenmeden faizin türü yönünden gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki nedeniyle bozulduğu, bozma ilamına uyan mahkemece davacı ... yönünden farklı gerekçeyle davanın reddine karar verildiği, bozma ilamına uymakla birlikte artık bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği davacı ... yönünden davanın reddine karar verildiği, hükmün sadece davalı tarafça temyiz edildiği dikkate alındığında ilk karar davacı ... tarafından temyiz edilmediğinden davalı taraf için usuli müktesep hak oluştuğu davacı ... yönünden verilen ret kararının kesinleştiği, bozma sonrası verilen ikinci hükümde, ihtirazi kayıt olgusunun değerlendirilmesi gereğine işaret eden bozma ilamından da esinlenerek, ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgudan tamamen farklı ve daha önce hiç değinmediği, ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapılan ödemenin sonuçlarının tartışılmasına girildiği ve temyize konu kararda yeni bir gerekçe oluşturulduğu görülmüştür. Ancak davacı tarafın elektriğin kesileceği tehdidi altında fahiş bedel ödemek zorunda kaldığını beyan ettiği, 6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılmasının tazminat hakkını ortadan kaldırmayacağı, dolayısıyla tahakkuk yapılması gereken tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapılmış olması halinde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen kişinin zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edebileceği hususları dikkate alınmadan hüküm kurulduğu, davacının kaçak kullandığı hususu sabit olduğundan ve tahakkukun fazla olduğu iddia edildiğinden davalı kurumun isteyebileceği kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedelinin EPMHY ve 622 sayılı kurul kararı doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulması gerekirken Dairemizin 10.10.2018 T. 2018/1417 E. 2018/9855 K. sayılı ilamı ile başka gerekçe ile bozulduğunun yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteği kabul edilerek hüküm yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; Davacı ... ... tarafından açılan davanın davacı sıfatının olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, diğer davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 48.552,49-TL nin dava tarihi olan 19/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK" nın 278-279. maddelerine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
    HMK’nın 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceklerini; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bozma ilamımızda; davacı M.Y Sarıbekir tarafından kaçak kullanım hususunun sabit olduğu ve davacının aynı zamanda abone olması dolayısıyla EPMHY ve 622 sayılı kurul kararına göre kaçak ve kaçak ek tahakkuku yapılarak hesaplama yapılması gerektiği hususu kesinleşmiştir. Somut olayda; dosya içerisinde Yıldız Teknik Üniversitesinde elektrik mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan bilirkişiden alınmış 12.06.2014 tarihli kök ve 13.11.2014 tarihli ek rapor ve İstanbul Teknik Üniversitesinde elektrik mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan bilirkişiden 09.06.2015 tarihli rapor olmak üzere 2 ayrı değerlendirme bulunduğu 13.11.2014 tarihli ek raporda davacı hakkında sayaç muayene formunda aktif sayacın mühür ve numaratörleriyle oynandığı hususunun sabit olması sebebi ile kaçak tahakkuku yapılması gerektiği ancak sayaç değişimi öncesi tüketimler ve sayaç değişimi sonrası tüketimler incelendiğinde tüketim değerlerinin neredeyse aynı olduğu bu sebeple kaçak ek tahakkukuna yönelik hesaplama yapılamayacağı, davacının sadece 13 günlük kaçak tahakkukundan sorumlu olduğu bildirilmiş, 09.06.2015 tarihli raporda da 13.11.2014 tarihli rapora atıf yapılarak aynı hesaplama yapılmıştır. Söz konusu raporlardaki kaçak tahakkuk hesabı 622 sayılı kurul kararına uygun olmadığı gibi kaçak ek tahakkuku yapılmamış olması da bozma ilamımıza uygun değildir. Dosyadaki bilirkişi raporlarında davacıya yönelik kaçak tahakkukuna yönelik hesaplama yapılırken her ne kadar davalı kurumca kurulu güç üzerinden hesaplama yapılmış ise de tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre hesaplama yapılması gerektiği, ihtilafsız dönemin ise kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebildiği takdirde bu tarihten önceki dönemin olduğu, ancak bilirkişiler tarafından bu tarihin tespit edilememesine rağmen tutanak tarihi öncesi re’ sen belirledikleri 25.06.2011 – 27.01.2012 tarihlerinin ihtilafsız dönem olarak dikkate alındığı,
    söz konusu belirlemenin ek tahakkuk hesabı yapılmamasına yönelik değerlendirme ile çeliştiği görülmüştür. Kaçak ek tahakkukuna yönelik hesaplama yapılmaması hususu ise bozma ilamımıza aykırılık teşkil etmiş, bozmayı gerektirmiştir.
    O halde mahkemece; davacının sorumlu olacağı kaçak elektrik bedelinin bozma ilamımıza uygun şekilde tespit edilip Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre ve hüküm kurmaya, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınması için yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    2- Davacılardan ... hakkında 19/12/2017 tarihinde verilen ret kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bozma ilamında bu hususa girilmeden inceleme yapıldığı, mahkemece de bozmaya uyularak yargılama yapılması dolayısıyla davalı lehine bu hususun kesinleştiği, dolayısıyla davacı ... açısından yeniden hüküm kesinleştiğinden bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi