12. Hukuk Dairesi 2016/8395 E. , 2016/17555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlunun ihaleye konu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin yasal süre içerisinde satış istenmediğinden düştüğü, takip dosyasının yenilenmesine ilişkin kendisine tebligat yapılmadığı ve taşınmazlara yeniden haciz konulmadığı, taşınmazların değişen imar durumları nazara alınarak yeniden rapor alınmaksızın ihale edildiği ve alacaklı kooperatif adına vekilinin taşınmaz satın alma yetkisi olmadığını ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, alacaklının açtığı .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/239 E.-2015/670 K. sayılı alacak davasının 10/09/2015 tarihinde reddine karar verilmiş ise de, kararın ihaleden sonra verildiği ve İİK.nun 134/2. madde gereğince ihalenin feshi nedenleri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi ile para cezasına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Takibin türüne göre; 18.12.2006 olan haciz tarihi itibarı ile uygulanması gereken İİK"nun 106. maddesinde; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun"un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" düzenlenmesine yer verilmiştir.
Satış talebinin, yukarıdaki maddede öngörülen süreler içinde olup olmadığı hususu icra müdürü tarafından re’sen gözetmeli; satış talebi, bu sürelerden sonra ise, reddedilmelidir. Bu nedenle satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen ihale yapılmış ise yapılan bu ihalenin feshine karar verilmesi gerekir (Baki Kuru, İcra El Kitabı, s. 520).
Öte yandan, bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa"nın 141/3. maddesi ve ona paralel bir düzenleme içeren 6100 Sayılı HMK"nun 27 ve 297. maddeleri işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Somut olayda, belirtilen anayasal ve yasal düzenlemeler doğrultusunda, mahkemece borçlunun fesih nedenleri arasında ileri sürdüğü taşınmazların İİK. 106-110. maddeleri gereği süresinde satışının istenmemesi nedeniyle hacizlerin düştüğü iddiasının ihalenin feshini gerektirir bir neden olmasına karşın, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra bu iddianın da mahkemece incelenmediği görülmüş olup, borçlunun ileri sürdüğü fesih nedenlerinin tek tek karar yerinde tartışıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.