Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3315
Karar No: 2020/5659
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/3315 Esas 2020/5659 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/3315 E.  ,  2020/5659 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı; dava konusu işyerinin akaryakıt istasyonu olduğunu ve aboneliğin Ahmet Kankaya adına olduğunu, söz konusu işyerini ... Noterliği"nin 09348 yevmiye numaralı satış sözleşmesiyle 27/09/2012 tarihinde Abdulkerim Cangir’ den devraldığını ve 22/02/2013 tarihinde ise Akaryakıt istasyon işletme hakkını 12 yıllığına aldığını, bu 6 aylık süreçte doğan tüm faturaları düzenli ödediğini, 07/09/2013 tarihinde kaçak tutanağı tutulduğunu ve davalı tarafından 100840 abone numaralı aboneliğe 07/09/2013 tarihinde 65.667,20 TL ceza kesildiğini, kaçak başlangıç tarihi olarak 24/08/2013 tarihini esas aldıklarını, kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği petrol istasyonunda 2 pompa bulunduğunu bunlardan birinin aktif diğerinin ise kapalı olduğunu, bunun yanı sıra çalışma ofisi, tuvalet ve mutfak dışında başka oda yerin bulunmadığını, küçük bir işletmenin aylık elektrik tüketiminin 5.416,00TL olmasının imkansız olduğunu, söz konusu faturaya 25/09/2013 tarihinde itiraz ettiklerini, 12/09/2013 tarihli 65.667,20TL" lik kaçak elektrik kullanım borcun faiz ve ferileri ile birlikte iptali ve borçlu olmadığının tespitine, icra tehdidi altında ödenecek olan paralarında iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 5.747,67TL borçlu olduğunun (59.919,53TL) borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemiz 02.07.2015 T. ve 2014/16266 E. 2015/12344 K. sayılı ilamı ile; bilirkişi raporunun hakimi bağlamayacağı ve hakimin raporu serbestçe takdir edeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaçak tahakkuk tutanağındaki kurulu güç yerine (100 KWH) kaçak tüketimden aylar sonra yapılan keşif esnasında tespit olunan kurulu güç üzerinden hesaplama yapıldığı, tutanak tarihinden çok uzun zaman geçtikten sonra yapılan keşifte tespit edilen kurulu güç üzerinden hesaplama yapılamayacağı bu sebeple mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi heyeti dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdiiyle; davalının davacıdan talep edebileği kaçak elektrik bedelinin ilgi yönetmelik ve 622 sayılı kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; tüketici mahkemesi sıfatıyla bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 62.176,32TL borçlu olmadığının 3.490,87TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, Dairemiz 19/09/2018 T. ve 2018/626 E. 2018/8740 K. sayılı bozma ilamı ile; sair temyiz sebepleri incelenmeksizin, bu davaya bakmakla Ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece; Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 62.176,32TL borçlu olmadığının 3.490,87TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava; kaçak ve kaçak ek tahakkunundan doğan alacaktan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    1- 04.02.1959 tarih 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; bozma kararına mahkemece uyulmuş olması taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir. Bu hakkı ne mahkeme ne de temyiz mahkemesi halele uğratabilir. Müktesep hakkın tanınması kamu düzeni düşüncesiyle kabul edilmiştir.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir
    Yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde; davada, ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmemesi ve bozma kararına uyulması ile davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun kabulü gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta; mahkemece verilen ilk kararda 59.919,53TL yönünden davacı isteği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin yukarıda gün, esas ve karar sayısı belirtilen ilamı ile karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, kusur indirimi de yapılarak 62.176,32TL borçlu olunmadığına hükmedilmiştir. Oysa; Bozma öncesi verilen ilk karar, sadece davalı tarafından temyiz edilmekle kabul edilen miktar davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturur ve bozma sonrası verilen ikinci kararda bu miktardan daha fazlasına hükmedilemez.
    Bu itibarla; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek, mahkemece; bozma öncesi hükmedilen miktardan daha fazlasına karar verilemeyeceği gözetilerek, hüküm tesisi gerekirken, bozma sonrası ilk kararda belirtilen miktardan fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK" nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi