
Esas No: 2019/4260
Karar No: 2020/2070
Karar Tarihi: 08.06.2020
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/4260 Esas 2020/2070 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A) Davacının Talebi :
Davacı vekili, müvekkili adına verilen bildirgeye istinaden sigorta başlangıç tarihinin 01/12/1985 olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalıların Cevabı:
Davalı Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Davalılardan ..., ..., ..., davacı ile amca çocuğu olduklarını ve bildirgeyi veren iş yerine ait inşaatta davacının çalıştığını söylemişlerdir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı :
İlk Derece Mahkemesi tarafından, davanın kabulüne, davacının sigorta başlangıç tarihinin 01/12/1985 olduğunun tespitine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacının, 6552 sayılı Kanunun 64"üncü maddesi ile 5521 sayılı Kanunun 7"inci maddesine eklenen üç ve dördüncü fıkrası gereğince, dava açılmadan önce Kuruma müracaat ettiği, Kurumca talebinin ret edildiği, davacının 01/12/1985 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin 1... sicil nolu işveren ... tarafından 31/01/1986 tarihinde Kuruma verildiği, 3308 sayılı yasaya göre 01/12/1985 tarihli sigortalı işe giriş bildirgesinin ... Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tarafından 20/03/1987 tarihinde Kuruma verildiği, davacıya verilen sigorta sicil numarasının bildirgenin 1986 yılına ait olduğu, İş yerinin 10/06/1975-31/01/1986 tarihleri arasında kapsamda olduğu,Talep edilen döneme ilişkin bordronun Kuruma verilmediği, işe giriş bildirgesi aslı üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde; bildirgedeki imzanın davacıya ait olduğunun bildirildiği, İnşaat ruhsat belgesinin okunaklı olmadığı, Emniyetten bildirilen 2 tanığın dinlendiği, bu tanıkların komşu binada oturan ve komşu market sahibi tanıklar olduğu ve çalışmayı doğruladıkları gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının usule ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek davalı Kurum vekiline ait istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
E) Temyiz:
Davalı Kurum vekili davanın usule ve yasaya aykırı olduğunu, yazılı delil bulunmadığını, bordro ve komşu iş yeri tanıklarının dinlenilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla, kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine ilişkindir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir" hükmü düzenlenmiştir.Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da emniyet yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.Dosyadaki kayıt ve belgelere göre dava konusu 01/12/1985 tarihli bildirgenin yasal sürede teslim edildiğine ilişkin Kurum kaşenin bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen müzekkere cevabına göre sicil numarasının 1986 yılı serilerinden olduğu, davacının işveren dedesi tarafından sigortalı gösterildiği; yine ... Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi" tarafından davacı adına aynı işe başlama tarihli, yani 01/12/1985 günlü ve 3308 sayılı Yasa"ya göre öğrenci staj girişinin yapıldığı ve mesleki eğitim bildiriminin bulunduğu, ... Endüstri Meslek Lisesi evrakı ile davacının bu tarihte öğrenci olduğunun doğrulandığı anlaşılmaktadır.Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde davacı adına verilen 01/12/1985 işe başlama tarihli stajyer öğrenci girişine rağmen, aynı tarihe denk gelen ve işveren dedesi tarafından davacı adına sunulan dava konusu 01/12/1985 tarihli bildirgenin fiili ve gerçek çalışmayı göstermeyeceği, öğrenci olduğu tarihte davacının bir başka iş yerinde işçi olarak çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı göz ardı edilerek davanın reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.