4. Hukuk Dairesi 2018/2154 E. , 2019/5905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 18/09/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı yaralama nedeniyle tedavi giderlerinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/12/2016 günlü karara karşı davalının istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/400-2016/349 sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 22/03/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle yapılan tedavi giderlerinin tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından, davalı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; 03/08/2013 tarihinde dava dışı ...’in direksiyon eğitimi esnasında sevk ve idaresinde olan ... plaka sayılı araç ile bisiklet süren müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, ... Özel ... Hastanesi ortopedi bölümünde tedavi gördüğünü, belirtilen kurum tarafından düzenlenen faturanın tahsili bakımından davalıya başvurulduğunu ancak tedavi giderlerinin bir kısmının ödendiğini, 03/02/2011 tarihli 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"un 59. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumunun davacının tüm hastane ve tedavi giderlerini karşılamakla yükümlü olduğunu belirterek, fatura kapsamında bulunan tedavi giderlerinin tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesine göre trafik kazası nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmetlerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağının hüküm altına alındığı, bu nedenle kaza yapan davacının tedavi tüm giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiği gerekçesi ile 13/12/2013 tarihli fatura kapsamında davalı tarafından ödenmeyen tedavi giderleri yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan istinaf incelemesinde, davalının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
6111 sayılı Kanun"un 59. maddesi ile 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi yeniden düzenlenmiştir. Buna göre “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenleme ile sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının, SGK tarafından karşılanması esası getirilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece davacının söz konusu tedavi giderleri yönünden; tedavinin zorunlu olup olmadığı hususunda tam teşekküllü devlet hastanesinden rapor alınması; zorunlu olduğunun tespiti halinde de konusunda uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak tedavi giderlerine ilişkin zarar kapsamının belirlenmesi gerekmektedir. Şu durumda, açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nun 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 11/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.