11. Hukuk Dairesi 2018/285 E. , 2019/2194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/10/2016 tarih ve 2016/69 E. - 2016/240 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 02/11/2017 tarih ve 2017/911-2017/982 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.03.1920 tarihinde tüttün, alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı ile mücadele etmek amacıyla kurulduğunu, kamu yararına çalışan dernekler statüsünde bulunduğunu, "YEŞİLAY" ibaresi açısından müvekkilinin üstün ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin tanınmışlığının ...’nin özel/02058 kod nolu dosya içeriğinde yer aldığını, müvekkilinin son projesinin "YEŞİLAY" markalı gazlı içecekler çıkarmak olduğunu, bu amaçla yaptıkları 2013/106900 numaralı başvurunun, davalıya ait YEŞİLAY ibareli 2008/73367 numaralı marka gerekçe gösterilerek 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca reddedildiğini, davalının davaya konu markayı tescil ettirirken iyi niyetli davranmadığı, tescilinin ona öncelik hakkı sağlamayacağını, müvekkilinin 90 yıla yakın kullanımı ile toplum nezdinde marufiyet kazandırdığı "YEŞİLAY" ibaresinin kendisi ile özdeşleştiğini ileri sürerek, davalının 2008/73367 sayılı "YEŞİLAY" markasının 556 sayılı KHK"nın 14. maddesi kapsamında iptaline, 7/1-i, 8/3, 8/4, 8/5 ve 35. maddeler kapsamında hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, hükümsüzlük davasının 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını, tüm mal ve hizmet sınırları bakımından dava konusu ibarenin davacının tekeline terk edilmesinin kabul edilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı markasının 556 sayılı KHK"nın 14. maddesi anlamında iptali koşullarının oluştuğu, davacının 556 sayılı KHK"nın 8/3. maddesi anlamında bir öncelik hakkının olmadığı, davacının 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesine ilişkin olan tanınmışlık iddialarını, 8/5’e ilişkin iddialarını ve 35. maddeye (kötü niyet) dayalı iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 2008/73367 sayılı "YEŞİLAY" ibareli markanın 32. sınıfın tamamı yönünden 556 sayılı KHK"nın 14 . maddesi gereğince iptaline karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
... Bölge Adliye Mahkmesi 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; 25.10.2016 mahkeme karar tarihinden sonra, 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 E. ve 2016/189 K. sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, derdest davalarda dikkate alınması gerekeceği, işbu dava dahil, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı olarak açılmış ve henüz kesinleşmemiş tüm davaların, kazanılmış hakları etkilememek kaydıyla, yasal açıdan dayanağını kaybettiği gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesine göre, ... 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı ... Cemiyetinden harç alınmasına yer olmadığına, 25/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.