14. Ceza Dairesi 2018/10073 E. , 2019/9043 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanığın atılı suçtan mahkûmiyetine dair İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 05.12.2017 gün ve 2017/170 Esas, 2017/307 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiri ile anılan hükme ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İddianamede sanığın 5237 sayılı TCK"nın 103/1-c.1. maddesi gereğince cezalandırılması talep edildiği halde, 103/1-c.3. maddesinin uygulanmasına yönelik usulüne uygun ek savunma hakkı verilmeden, anılan maddenin tatbiki suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesine muhalefet edilerek savunma hakkının kısıtlandığı gözetilerek CMK 289/1-h maddesi uyarınca anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi,
Sanığın olay günü mağdureye yönelik işlediği kabul edilen uzun süreli olmayan sarılma, öpme, öpmeye çalışma şeklindeki eylemlerinin süreklilik arz ettiğini gösterecek kanıtlar ile gerekçe kararda açıklanmadan, sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun basit cinsel istismarı yerine çocuğun basit cinsel istismarı suçundan dolayı 5271 sayılı CMK"nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine yazılı şekilde esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
Dosya kapsamına göre, okulda ikinci dönem mağdurenin dersine girmediği dönemde eylemlerini gerçekleştiren sanığın, bu nedenle eğitici, öğretici sıfatını taşımadığı gibi mağdure üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğünün de bulunmadığı, ancak mağdure ile annesi ve tanık ..."nın beyanları nazara alındığında, sanığın eylem tarihinde ders dışında mağdurenin kurs öğretmeni olup olmadığı araştırılıp, sonucuna göre hakkında TCK"nın 103/3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında, 5271 sayılı CMK"nın 230/1-b. maddesine uygun düşmeyen gerekçeyle kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddine karar verilmesi suretiyle aynı Kanunun 289/1-g. maddesine muhalefet edilmesi,
T.C. Anayasasının 41. maddesinde ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu, aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği, Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu, CMK"nın 237 ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı, ayrıca sanığın mahkumiyeti halinde suçtan doğrudan zarar gören sıfatıyla davaya katılan kişiler lehine sanığın vekalet ücretine mahkum edildiği de dikkate alındığında, sanığın ikinci bir vekalet ücretine mahkum edilmesi suretiyle maddi zarara uğratılmasının da hakkaniyete uygun olmayacağı gözetilmeden katılan Bakanlık vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.03.2018 gün ve 2018/883 Esas, 2018/474 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.