17. Ceza Dairesi 2018/8242 E. , 2019/8581 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
1)Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL"ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 1.000,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince sanık ... müdafiinin temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
2)Sanık ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve sanık ... hakkında mala zarar verme ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ... ve müdafii ile sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
3)Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Dosya kapsamından sanıkların müştekiye ait iş yerine girerek hırsızlık eylemini gerçekleştirdikleri anlaşılmakla; sanıkların 23.04.2014 tarihinde işlediği suç bakımından, suç tarihi itibarıyla 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması yerine, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan ve yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 142/2-h maddesi gereğince uygulama yapılarak haklarında fazla ceza tayini,
2-Bu açıklamalar doğrultusunda, somut olayda, müştekinin iş yerinden 89.970 $, bir de Azerbeycan manatım çalındığının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçundan çalınan eşyanın değeri, sanıkların kastının yoğunluğu gibi teşdit gerekçeleri bulunduğu halde, sanıklar hakkında alt sınırdan hüküm kurularak 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesine aykırı davranılması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Olay yerinde bulunan ve suçun delili niteliğindeki "Emanetin 2014/9721 sırasına kayıtlı 0002723 Barkot numaralı plastik kelepçeli bez torba içerisinde olduğu bildirilen iki adet eldiven, iki adet çorap, dört adet svap ve şüphelilere ait olduğu belirtilen kan lekesinden analizler sonrası arta kalan kısımların" dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde müsaderesine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... ve müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 5320 sayılı Yasa’nın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/ son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının korunmasına, 29.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.