Esas No: 2021/1466
Karar No: 2021/4192
Karar Tarihi: 23.06.2021
Danıştay 12. Daire 2021/1466 Esas 2021/4192 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1466
Karar No : 2021/4192
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ...Bakanlığı
2- ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ...İl Emniyet Müdürlüğü'nde emniyet amiri olarak görev yapan davacının, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 55. maddesinin 19. fıkrası uyarınca re'sen emekliye sevk edilmesine ilişkin 21/11/2016 tarih ve 2016/2 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; her ne kadar davalı idare tarafından davacının bulunduğu emniyet amirliği rütbesine terfi ettiği tarih 2011 olarak gösterilmiş ve bu tarihten itibaren 5 yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemediğinden bahisle re'sen emekliliğe ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, dava dosyasında bulunan hizmet cetvelinden davacının bulunduğu rütbeye 2013 yılında terfi ettiği, fakat yargı kararları sonrası rütbe terfi tarihinin 2011 yılına çekildiği anlaşılmakla birlikte, 5 yıllık sürenin hesabında fiilen terfi ettiği 2013 yılının başlangıç olarak esas alınması gerektiği, dolayısıyla 21/11/2016 tarih ve 2016/2 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı tesis edilirken işlem tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı; öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olmaması nedeniyle işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük ve parasal hakların davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idareler tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yüksek Değerlendirme Kurul gündemine 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 19. fıkrası kapsamında kurul gündemine alman personelin emeklilik işleminin kurulun takdir veya tasarrufunda olmadığı ve yasal zorunluluğun karara bağlanmasından ibaret olduğu, idarenin tamamen hukuk devleti ilkelerine uygun olarak mevzuattan doğan yetki, görev ve yükümlülüklerini yerine getirebilmek için takdir yetkisine bağlı olarak verdiği kararları ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği ve bu hususun kuvvetler ayrılığı ilkesinin doğal bir gereği olduğu, dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde emniyet amiri olarak görev yapan davacı, 2009 yılı Merkez Değerlendirme Kurulunca 30/06/2009 tarihinden geçerli olmak üzere (B) grubu Başkomiser rütbesine terfi ettirilmiştir.
4 yıllık yüksek öğrenimini 07/06/2004 tarihi itibariyle (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilmesi, rütbe terfi ve kıdem tarihlerinin buna göre düzenlenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine, başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden, karar gereğince davacının 4 yıllık yüksek öğrenimini tamamladığı 07/06/2004 tarihi itibariyle (A) grubu polis amiri statüsünde değerlendirilerek, komiser rütbesine kıdem tarihi 07/06/2004, başkomiser rütbesine kıdem tarihi 30/06/2008 ve emniyet amiri rütbesine kıdem tarihi ise 30/06/2011 tarihi olarak yeniden düzenlenmiştir.
Ayrıca, askerlik hizmet süresinin rütbe kıdeminde değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin açılan davada verilen iptal kararı sonrasında; kararın gereği olarak bir üst rütbeye terfi durumu (1 yıl 6 ay) askerlik hizmet süresi rütbe kıdeminde değerlendirilmek suretiyle 2014 yılı kurul gündemine alınmış ve 10/05/2014 tarih ve 2014/1 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunca yapılan değerlendirme sonucunda davacı hakkında "4. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etmez" kararı verilmiştir.
2015 yılında davacının rütbe terfi sözlü sınavında (45) puanla başarısız olması nedeniyle bir üst rütbeye terfi durumu 2015 yılında kurulu gündemine alınmamakla birlikte, 16/11/2016 tarih ve 2016/2 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulunca davacı hakkında terfi etmez kararı verilmiştir.
Bulunduğu rütbeye kıdem tarihi 30/06/2011 olan ve 5 yıl süresince bir üst rütbeye terfi edemeyen davacının, 21/11/2016 tarih ve 2016/2 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu gündemine alınarak 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 19. fıkrası kapsamında değerlendirilmesi sonucunda re'sen emekliliğine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3201 sayılı Kanun'un 6638 sayılı Kanun ile değiştirilen 55. maddesinin birinci fıkrasında, polis amirlerinin rütbeleri sayılmış, ikinci fıkrasında polis amirlerinin rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri gösterilmiş, üçüncü fıkrasında her amir rütbesinde bulunması gereken kadro sayısına esas alınacak oran azami olarak gösterilmiş, dördüncü fıkrasında bu rütbelere terfilerin yetkili kurullarda kıdem sırasına göre görüşüleceği ve maddede öngörülen sınav ve eğitim şartı saklı kalmak üzere liyakata göre yapılacağı belirtilmiş, beşinci fıkrasında kıdem sırasının tespitinde, bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, aynı tarihte terfi edenlerden sicil notu yüksek, sicil notlarının eşitliği halinde ödül ve takdirnamesi fazla, ödül ve takdirnamelerin sayıca eşitliği halinde ise, sicil numarası daha küçük olanların diğerlerine göre kıdemli sayılacağı öngörülmüş, onbirinci fıkrasında rütbe terfiinin yetkili kurullarda görüşülebilmesi için gerekli koşullar hükme bağlanmıştır.
Aynı maddenin diğer fıkralarında da, rütbeler, bu rütbelere terfi esasları, terfi ve atama zamanı gibi hususlarda doğrudan Kanun hükümleriyle belirlen çerçeve dahilinde kalmak koşuluyla, liyakat koşullarını belirlemek, üst rütbedeki boş kadro sayısına göre terfileri önermek ya da ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Merkez Değerlendirme ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının oluşturulması öngörülmüştür.
Anılan maddenin ondokuzuncu fıkrasında ise; "Bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edemeyen Emniyet Amirleri ile Dördüncü, Üçüncü ve İkinci Sınıf Emniyet Müdürleri, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olmaları kaydıyla, Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve Bakan onayı ile emekliye sevk edilirler" hükmüne yer verilmiş, ve yirmibirinci fıkrasında ; ondokuzuncu fıkra hükümlerine göre emekliliğe sevk edilen emniyet amirlerine, emekliye sevk edildikleri tarihi takip eden ay başından itibaren, en yüksek devlet memuru aylığının %110'u oranında altmış yaşına kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kadrosuzluk tazminatı ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
3201 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan 55. maddesinde değişiklik yapan 6638 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde, "Polis amirlerinin rütbe terfilerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsenmiş, liyakat ikinci plana bırakılmıştır. Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur.
Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülmektedir. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürlerine ve emniyet amirlerine belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getirilmektedir." değerlendirilmesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ile gerekçesi bir arada değerlendirildiğinde, Yasa'nın amacının, emniyet hizmetlerinin hizmet gereklerine uygun olarak yürütülebilmesi için her bir rütbede ihtiyaç duyulan emniyet amirlerinin azami kadro sayılarının belirlenmesi, bunun sonucunda ihtiyaç fazlası durumunda kalacak olan emniyet amirlerinin emekliye sevki ve azami sayıları Yasa ile belirlenen kadrolara atamalarda liyakat ilkesi çerçevesinde bir değerlendirmeye ve seçmeye imkan sağlanması olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin dayanağı olan 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun yukarıda aktarılan 55. maddesinin 19. fıkrasında, ilgili personelin re'sen emekliye sevk edilebilmesi için, bulunulan rütbeye terfi edilen tarihten itibaren, bekleme süresi de dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edememe koşulu getirildiğinden, söz konusu beş yıl içinde kalan yıllardaki rütbe terfi işlemleri ile re'sen emeklilik arasında bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmakta olup, re'sen emekliye sevk edilen personelin en az zorunlu bekleme sürelerini doldurdukları tarih itibariyle terfi değerlendirmesine alınıp alınmadığı, terfi ettirilmediği yıllara ilişkin davasının bulunup bulunmadığı ve davaların sonucu önem arz etmektedir.
Ayrıca anılan düzenlemede "bulundukları rütbelere terfi ettikleri tarihten itibaren" ibaresi ile personelin re'sen emekliye sevk edilmesinde bulunulan rütbede fiili olarak çalışmaya başlanılan tarihin değil, bulunulan rütbeye hukuki olarak terfi edilen tarihin esas alınacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kıdeme esas alınan ve üst rütbeye terfiin hak edildiği tarihin geriye çekildiği durumlarda, polis amirlerinin re'sen emekliye sevk koşulları değerlendirilirken, bulundukları rütbelerde kıdemlerine esas alınan tarih dikkate alınacak ve zorunlu en az bekleme süreleri de bu tarihten itibaren hesaplanarak, takip eden yıllarda rütbe terfi değerlendirmesine alınmaları gerekecektir.
Bu durumda, davacının resen emekliye sevki için ön koşul olan, bekleme süresi dahil olmak üzere beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edip edemediğinin değerlendirilebilmesi için; bulunduğu rütbede (A Grubu emniyet amiri) kıdeme esas tarihinin geriye (30/06/2011 tarihine) çekilmesi ve askerlik süresinin rütbe kıdeminde değerlendirilmesi sonrasında, bir üst rütbeye terfi durumunun görüşüldüğü 2014 yılı terfi etmez kararı, 2015 yılı rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile 2016 yılı terfi etmez kararına karşı iptal istemiyle açılmış davasının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir.
Davacı tarafından herhangi bir dava açılmamış olsa bile; 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu Kararı'nın dayanağı olan ve 10/05/2014 tarih ve 28996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, 4. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 tarih ve E:2014/6587 sayılı kararıyla yürütülmesinin durdurulduğu ve Danıştay Onaltıncı Dairesinin 22/03/2016 tarih ve E:2015/11855, K:2016/1747 sayılı kararıyla da iptaline hükmedildiğinden, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunca davacı hakkında verilen "terfi etmez" kararının dayanağının ortadan kalktığı ve yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı açık olup, 2014 yılı rütbe terfi dönemine ilişkin olarak hukuka uygun bir şekilde davalı idare tarafından kıdem ve liyakat yönünden yeniden terfi değerlendirilmesine alınıp alınmadığı, alınmış ise bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilmediği, 2014 yılında terfi ettirilmemiş ise bu işleme karşı bir dava açıp açmadığı hususlarının araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca; 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 23/02/2016 tarih ve E:2015/22524 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına ve Danıştay Beşinci Dairesinin 07/02/2019 tarih ve E:2016/21726, K:2019/859 sayılı kararıyla da, aynı gerekçelerle anılan Yönetmelik maddelerinin iptaline karar verildiğinden, davacının rütbe terfi sözlü sınavının başarısız sayılmasına ilişkin işlemin dayanağı ortadan kalkmış olup, davacının yeni yapılacak düzenleme sonrasında yeniden sözlü sınava alınıp alınmadığı, alınmış ve başarısız sayılmış ise bu işlemin iptali istemiyle açılan bir davasının olup olmadığı araştırılması gerekmektedir.
Bu durumda, davacının resen emekliye sevki için ön koşul olan, bekleme süresi dahil beş yıl içinde bir üst rütbeye terfi edip edemediği hususunun değerlendirilebilmesi için, yukarıda belirtilen hususların (2014 ve 2015 yıllarına ilişkin hukuki durumlar) yanı sıra 2016 yılı "terfi etmez" kararının iptali istemiyle açılan davasının da bulunup bulunmadığı da araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar araştırılmadan davacının re'sen emekliye sevk edilebilmesi için öngörülen 5 yıllık sürenin fiilen terfi ettiği 2013 yılının başlangıç olarak esas alınması gerektiğinden bahisle dava konusu işlemin iptali ve işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı davalı idarelerce yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının dava açma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 23/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.