9. Hukuk Dairesi 2011/11071 E. , 2013/13836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, prim, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, satış müdürünün kendisine patronun artık kendisi ile çalışmak istemediğini, izin süresinin bitim tarihi olan 14.06.2008"de iş akdinin feshedileceğini bildirdiğini, izin dönüşü işe geldiğinde fesihle ilgili yazılı bildirim ve haklarının ödenmesini isteyince 14.06.2008"de ... Bölge Müdürlüğü Satış Şefliği"ne atandığının bildirildiğini, davalı şirketin ..."ta bir işyeri olmadığını, ayrıca hayali işyerine nakil yapan davalı şirketin merkezi olan Konya"da tutanak düzenleyerek bu tutanakta ..."ta işe başlamadığının tespit edildiğini söylediğini, çalışma koşullarının aleyhine değiştirildiğini, iyiniyet kurallarına uyulmadığını, iş akdinin haklı neden olmadan feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, prim alacağı, genel tatil alacağı ve fazla çalışma ücreti alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, cevap dilekçesi vermemiş, yargılama esnasında açılan davanın reddini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş akdinin Medeni Kanun"un 2. maddesine aykırı olarak haksız bir şekilde feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı süresi içersinde taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacının çalışma süresine göre ihbar tazminatının 8 hafta yerine 4 hafta üzerinden hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Davacı 14.06.2008"den sonra çalışmadığını ve işten bu tarihte çıkarıldığını iddia ettiğine göre, mahkemece davacının çalışma süresinin 30.06.2008 tarihi itibariyle son bulduğu kabulü ile değerlendirme yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması HUMK"un 74. maddesine (HMK 26. maddesi) aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4- Davacı ıslah dilekçesi ile kıdem tazminatı talebini 7.281,88 TL"ye çıkarmış olmasına rağmen mahkemece talep aşılmak suretiyle HUMK"un 74. maddesine (HMK 26. maddesi) aykırı olarak 7.325,84 TL"ye hükmedilmesi hatalı olup ayrı bir bozma nedenidir.
5-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
Somut olayda; davacının satış temsilcisi olarak yaptığı satışlardan prim aldığı ve ödenmeyen bir kısım prim alacaklarının hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece davacının primleri ile fazla çalışmaları karşılaştırılarak varsa aradaki farkın fazla çalışma olarak ödenmesi gerekeceğinin düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.