11. Ceza Dairesi 2017/14894 E. , 2020/6671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Mahkumiyet
Sanık ... hakkında: Beraat
I-Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen "2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarının yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 27.06.2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun‘un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
II-Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK"nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede, sanık hakkında “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme“ suçlarından açılan kamu davalarında, sanık ...’in mükellef şirketin sahibinin ... isimli şahıs olduğunu, geçici süreliğine devir aldığını, bu şahsa vekalet verdiğini, sanık ...’ın ise ... isimli şahsın kendisinden kimlik bilgileri ile imza aldığını beyan etmeleri karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından:
1-Sahteliği iddia olunan faturaların temini ile ... ve ... isimli şahısların açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi, adı geçenlerin çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmeleri, faturaların sanığa, tanıklar ... ve ...’e gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
2-Sanık ve adı geçen tanıklar faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanık veya tanıklara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3-Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ya da tanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanık ve tanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanık ve tanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4-Faturaların tanıklar ... ve ... tarafından düzenlendiğinin tespit edilmesi halinde, adı geçenler hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından mütalaa verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, mütalaa verilmesi durumunda Cumhuriyet Başsavcılığı"na suç duyurusunda bulunularak dava açılması halinde bu dava ile birleştirilmesi,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı,
5-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 10.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.