Esas No: 2020/4077
Karar No: 2021/3619
Karar Tarihi: 23.06.2021
Danıştay 10. Daire 2020/4077 Esas 2021/3619 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4077
Karar No : 2021/3619
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 25/06/2006 tarihinde … Devlet Hastanesi'nde doğan davacıların çocuğu …'den fenilketonüri taraması kapsamında 1 günlük iken söz konusu hastanede, 10 günlük iken … Nolu Sağlık Ocağı'nda topuk kanı örneği alınmasına karşın fenilketonüri tanısının geç konulması nedeniyle adı geçen küçüğün tedavisine erken dönemde başlanılmasına imkan tanınmayarak engelli olmasına sebebiyet verildiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen zarara karşılık olarak (miktar artırımı ile birlikte) 17.659,40 TL maddi, anne … için 50.000,00 TL ve baba … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 04/04/2018 tarih ve E:2013/12294, K:2018/3333 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; usule ve esasa ilişkin her bir husus hakkında ayrı ayrı değerlendirme yapılmak suretiyle sırasıyla; küçük …'in bakılmakta olan davada davacılardan biri olmadığı, işbu davanın davacılarının yalnızca anne … ile baba … olduğu ve uyuşmazlık konusu maddi ve manevi tazminatın söz konusu küçük bakımından değil, adı geçen anne ve baba bakımından talep edildiği; ilk olarak …Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde E:… esas kaydıyla açılan davaya ilişkin dava dilekçesinde "yasal faiz" ifadesinin açıkça belirtildiği, söz konusu dava dilekçeleri bütün olarak değerlendirildiğinde davacılar tarafından manevi tazminat bakımından da yasal faiz istenildiğinin kabulü gerektiği, aksi yöndeki yorumun davacıların mahkemeye erişim hakkının ve hak arama hürriyetinin sınırlanmasına sebebiyet vereceği dikkate alındığında bakılmakta olan davada hem maddi tazminat hem de manevi tazminat bakımından dava tarihinden itibaren işletilmek üzere yasal faiz talebinde bulunulduğu; davalı idare ile Hacettepe Üniversitesi Hastanesi arasında fenilketonüri taramasıyla ilgili protokol bulunduğu ve davalı idare tarafından üstlenilen hizmetin Hacettepe Üniversitesi Hastanesi aracılığıyla sunulduğu, programın koordinasyonunun Sağlık Bakanlığı Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü, bu çerçevede davacıların çocuğundan 1 ve 10 günlük iken kan örneği alınmış ise de kalıtsal olması nedeniyle doğduğu andan itibaren adı geçen küçükte mevcut olan fenilketonüri hastalığıyla ilgili olarak davacılara geri dönüş yapılmadığı, Hacettepe Üniversitesi tarafından bu husus hakkında verilen cevapta; Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde tarama uygulanan tüm bebeklerin isim kayıtlarının tutulmadığının, sadece şüpheli bulunan bebeklere ilişkin kayıtların tutulduğunun ve bebek …'le ilgili kayda rastlanılmadığının ifade edildiği, kan örneklerinin toplanması, tanı merkezlerinde incelenmesi ve geri bildiriminin yapılması aşamalarında her bir örnek açısından detaylı kayıt örneği uygulanmadığı, örneklerin öznel hale getirilmediği, dolayısıyla erken ve sınırlı bir zaman diliminde teşhis edilip tedavisine başlanması gereken fenilketonüri hastalığının mücadele biçimine ilişkin yürütülen kamu hizmetinin bu haliyle kötü işlediği, kalıtsal olarak doğduğu andan itibaren küçük …'de mevcut olan fenilketonüri hastalığının erken teşhis edilmesine ve yenidoğan döneminde tedavisine başlanılmasına özensiz davranılarak imkan tanınmadığı, tedavi hakları ellerinden alınarak ilgililerin zarar görmesine neden olunduğu dikkate alındığında sağlık hizmetinin işletilmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu; uyuşmazlık konusu sağlık hizmetin kötü işlemesine bağlı olarak küçük … vefat etmediğinden davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle talep ettikleri maddi tazminatın kabulünün mümkün olmadığı; adı geçen küçükte doğduğu andan itibaren bulunan kalıtsal nitelikteki fenilketonüri hastalığına bağlı olarak yapılan masraflardan illiyet bağının bulunmaması nedeniyle davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı, öte yandan söz konusu masraflara bağlı olarak zarara uğranıldığını tevsik eden herhangi bir belge de ibraz edilmediği, bu nedenlerle bahsi geçen masraflara ilişkin maddi tazminat isteminin reddi gerektiği; küçük …işbu davanın davacıları arasında bulunmadığından çalışma gücünü kaybetmesi ve ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle talep edilen maddi tazminatın davanın konusuna dahil edilmesi ve bu istem hakkında kabul ya da ret yolunda hüküm kurulmasının mümkün olmadığı; …Devlet Hastanesi tarafından küçük … hakkında tanzim edilen 05/02/2013 tarihli sağlık kurulu raporunda (bilateral pes planus, epilepsi, orta düzeyde mental retardasyon ve konuşma bozukluğu nedeniyle) adı geçen küçüğün %92 oranında engelli olduğunun belirtildiği, ayrıca söz konusu küçüğün ömrü boyunca ilgili raporun geçerli olacağının ifade edildiği, davacıların adı geçen küçüğün %92 oranında engelli olması nedeniyle olağan durumundan çok daha fazla efor sarf edeceği, bu eforun karşılığı olarak "bakıcı gideri" adı altında davacılar lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği, hem dava dilekçesinde hem de Mahkemenin 16/05/2019 tarihli ara kararı üzerine davacılar tarafından ibraz edilen 14/06/2019 havale tarihli ara karar cevabında, maddi tazminat isteminin ne kadarlık kısmının hangi maddi zarar kalemine isabet ettiğinin gösterilmediği, işbu davaya konu edilen maddi tazminat tutarının bilirkişi tarafından olay tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için hesaplanan bakıcı gideriyle uyumlu şekilde artırıldığı, buna göre miktar artırımıyla talep edilen 17.659,40 TL maddi tazminatın, bahsi geçen dönemdeki bakıcı gideriyle ilgili olduğunun kabulü gerektiği, uygun görülmeyen diğer maddi zarar kalemleri bakımından ret yönünde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı; somut olayda davacılar tarafından sunulan ve Mahkeme kayıtlarına 18/02/2020 tarihinde giren miktar artırım dilekçesinde, her iki davacı bakımından da manevi tazminat tutarının 50.000,00 TL'den 500.000,00 TL'ye artırılmasının sebebi olarak paranın satın alma gücünün azalmasının gösterildiği, buna karşın sadece miktarın güncellenmesi amacıyla manevi tazminat miktarı bakımından artırım yapılması olanaklı olmadığından davacıların manevi tazminata ilişkin artırım isteminin kabulü ve her bir davacı bakımından 450.000,00 TL olmak üzere toplam 900.000,00 TL manevi tazminat isteminin işbu davanın konusuna dahil edilmesinin mümkün olmadığı; küçük ..'in %92 oranında ağır engelli olması nedeniyle anne ve baba olarak davacıların ciddi düzeyde acı, elem ve üzüntü duyduğu kuşkusuz olduğundan idarenin kusurunun ağırlığı gözetilerek ve zenginleşmeye yol açmayacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; manevi tazminat yönünden günümüzdeki paranın satın alma değerine göre uyarlama yapılmasını istemelerinin haklı olduğu, her harcamaya dair belge istenmesinin hukuka aykırı olduğu, söz konusu hastalığın çocuklarında zaten var olduğuna dayanılarak yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu, çocukları için yapılan işlemler usulüne uygun olarak yapılsaydı engel durumunun oluşmayacağı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; kan örneğinin Hacettepe Üniversitesine gönderilmesine kadar geçen süreçte tıbbi gereklere dikkat edildiği, olayda hizmet kusurunun var olduğu sonucuna ulaşılarak tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın kabulü yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.