4. Hukuk Dairesi 2019/875 E. , 2019/5885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 04/12/2018 gün ve 2018/3784-2018/7548 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalı ... AŞ vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin 04/12/2018 gün, 2018/3784 esas ve 2018/7548 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalılardan ... Konut Yapı İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ arasında 08/04/2014 tarihinde satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede belirlenen bedel karşılığında davalıya beş adet bono verildiğini, bedelleri ödenmesine rağmen, 20/12/2014 ödeme tarihli 50.000 TL bedelli bononun davalı tarafından iade edilmeyerek diğer davalı bankaya ciro edildiğini, banka tarafından da müvekkili aleyhine ... 1. İcra Müdürlüğünün 2015/1717 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını belirterek müvekkilinin söz konusu bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalılardan ... Konut Yapı İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Davalılardan Kuveyt Türk Katılım Bankası AŞ vekili ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu kambiyo senedinin nama yazılı ve her bir taksit için ayrı ayrı düzenlenmesi gerektiği, aksi takdirde kambiyo senetlerinin tüketici yönünden geçersiz olduğu gerekçesi ile davacı tarafın menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... AŞ vekili tarafça temyizi üzerine Dairemizce; TK’nun 687. maddesi gereğince, keşideci borçlunun, lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi defilerini, iyi niyetli hamile karşı ileri süremeyeceğinden ve somut olayda ödemeye ilişkin bu şahsi definin bonoyu ciro ile devralan iyiniyetli hamil bankaya karşı ileri sürülemeyeceğinden davalı banka yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve bu gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı; davalılardan ... Konut Yapı Mimarlık Mühendislik İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi AŞ ile aralarında imzaladığı satış vaadi sözleşmesinden dolayı sözleşmede kararlaştırılan bedelin yüklenici şirket olan davalıya ödediğini belirterek satış bedeli karşılığı verilen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık konut satış sözleşmesinden kaynaklandığına göre davacı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup taraflar arasındaki hukuki ilişki bir tüketici işlemidir. 6502 sayılı TKHK"nun 4/5 maddesinde ise; "Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir." hükmü düzenlenmiştir. Anılan düzenleme uyarınca taksitli satışlarda senetler, sözleşmede kararlaştırılan her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenebilecek, aksi halde kambiyo senedi geçersiz olacaktır. Eldeki davaya konu senedin nama yazılı değil emre yazılı olması nedeni ile tüketici yönünden herkese karşı geçersiz olup bu anlamda cirantanın iyiniyetli yada kötüniyetli olmasının bir önemi yoktur.
Şu durumda, her ne kadar az yukarıda açıklanan gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş ise de bu kere yapılan incelemede; taksitli satışlarda senetler, sözleşmede kararlaştırılan her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğinden buna göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve onanması gerektiği halde bozulduğu anlaşıldığından davalının karar düzeltme isteminin kabulüne, 04/12/2018 gün, 2018/3784 esas ve 2018/7548 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440-442. maddeleri gereğince davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/12/2018 gün, 2018/3784 esas ve 2018/7548 karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına; yukarıda gösterilen nedenlerle yerel mahkeme kararının ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının önce temyiz eden davalı ... AŞ"ye yükletilmesine, davacıdan peşin alınan tashihi karar harcının istek halinde geri verilmesine 09/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.