11. Hukuk Dairesi 2019/3301 E. , 2019/7367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/06/2017 tarih ve 2015/79 E. - 2017/555 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1064 E. - 2018/481 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin lehtar, ..."in keşidecisi olduğu 550.000,00 TL bedelli çekin tahsili amacıyla davacı şirket yetkilisi... ile çekin keşidecisi ..."in 18/12/2014 tarihinde birlikte davalı Akbank ... Şubesi"ne giderek çek bedelinin tahsili için davalı banka yetkilisine verdiğini, banka yetkilisinin çekin karşılığının olduğunu, miktarın büyük olması nedeniyle ödemesinin zaman alacağını bu nedenle beklemelerinin gerektiğini beyan ettiğini, müvekkilinin banka dışına çıkarak beklemeye başladığı esnada banka çalışanlarının çek tutarını çekin keşidecisine iade ettiğini, bu kişinin de parayı hesabının bulunduğu başka şubeye aktardığını, çek bedelinin kendisine ödenmediğini, bankadan çekin aslını istediklerinde ise çeki iade etmediklerini, bankanın kusurlu davranışı nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiş, 13/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırarak toplam 560.000,00 TL" nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; bankanın usulüne uygun olarak yaptığı işlemler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirket yetkilisinin ödeme dekontu üzerinde imzası bulunduğunu, ödemenin yapılmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, davacı şirketin 19/12/2014 tarihli ibranamesi ile davalı bankayı ibra ettiği, davalının bankacılık işlemlerini bankacılık mevzuatı ile teamüllerine uygun yaptığı, çek keşidecisi ve lehtarı arasındaki ilişkiden dolayı davalı bankanın sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; davacı vekilinin gerekçeli karar henüz tebliğ edilmeden önce kararın istinaf edileceği de belirtilerek 08/06/2017 tarihinde UYAP üzerinden süre tutum dilekçesi gönderdiği, bu dilekçe ile birlikte istinaf başvurusu için gerekli olan harç ve giderlerin yatırılmadığı, mahkemece HMK"nın 344. maddesi gereğince harç tamamlatılması hususunda davacı vekiline muhtıra çıkartılmadığı, ilk derece mahkeme kararının 05/09/2017 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilince 06/10/2017 tarihinde harç yatırılarak gerekçeli istinaf dilekçesinin sunulduğu ancak istinaf başvurusunun HMK"nın 345. maddesi gereğince iki haftalık süre içerisinde yapılmaması nedeniyle söz konusu dilekçenin istinaf başvuru dilekçesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davacı vekilince süre tutum dilekçesi olarak verilen 08/06/2017 tarihli dilekçenin istinaf başvurusu olarak kabul edilerek HMK"nın 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık yönünden inceleme yapılabileceği, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.