Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4627 Esas 2019/3107 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4627
Karar No: 2019/3107

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4627 Esas 2019/3107 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı kadının temyiz itirazlarının çoğunluğu reddedilirken, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru bulunmamıştır. Davacı erkek, davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı için daha ağır kusurludur. Küçük İlke'nin velayeti, davalı anneye verilmelidir çünkü çocuğun üstün yararı gözetilmelidir. Mahkeme kararı kaldırılmış ve ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri: TMK 174/1-2, çocuk haklarına ilişkin Avrupa Sözleşmesi.
2. Hukuk Dairesi         2018/4627 E.  ,  2019/3107 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma
    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
    2-Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmişse de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden özellikle ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında yer verilmeyen ve talimat yoluyla dinlenen tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışları yanında davacı erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadına oranla davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak şartları oluştuğu halde davalı kadının maddi ve manevi (TMK 174/1-2) tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
    3- Küçük İlke’nin velayetine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Çocuk Haklarına ilişkin Avrupa Sözleşmesi uyarınca, çocuğun yüksek yararına açıkça ters düşmedikçe idrak çağındaki çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece alınan 24.05.2016 tarihli pedagog ve uzman psikolog tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporuna göre küçük İlke’nin velayetinin dava sonucunda davalı anneye verilmesinin uygun olduğu bildirilmiş olduğu gibi, küçük de annesi ile kalmak istemektedir. Bu durumda idrak çağında olan küçüğün beyanı, sosyal inceleme raporu ve velayetin anneye verilmesine engel olan bir durumunda bulunmadığı hususları gözetilerek küçük İlke’nin velayetinin davalı anneye verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacı babaya verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 20.03.2019 (Çrş.)

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.