
Esas No: 2017/6379
Karar No: 2019/7308
Karar Tarihi: 10.12.2019
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6379 Esas 2019/7308 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle;.... köyünde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmalar neticesinde 156 ada 228 nolu (eski 1381 nolu parsel) 2831,35 m2 yüzölçümlü taşınmazın davalı adına tespitinin yapıldığını, taşınmazın bulunduğu yerde yapılan 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulamasının 20/04/1990 tarihinde ilan edilerek kesinleştiğini, taşınmazın orman kadastrosuna göre kısmen 2/B sınırları içerisinde kaldığını, bu nedenle davalı adına yapılan tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek,.... parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, orman kadastro haritasının 2/B hatlarının tespiti ile Hazine adına tesciline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 3402 sayılı Kanunun 22/2-A maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosunun, kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun bulunduğu, 1975 yılında yapılan arazi kadastrosu ile tesis edilen mülkiyetin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 nolu Ek Protokolü ile güvence altına alındığı ve 2/B madde uygulamasıyla elinden alınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ve 156 ada 228 nolu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2012/15545 E.- 2013/1502 K sayılı ilamı ile; "Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de;
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi gereğince “Tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde, birinci fıkra hükmü uygulanmaz." Aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca da, "İkinci fıkranın (a) bendinin uygulanacağı alanlar tapu ve kadastro genel müdürünün onayı ile belirlenir ve çalışmalara başlanmadan en az onbeş gün önce çalışma alanında, bölge merkezinde ve bölgenin bağlı olduğu il merkezinde alışılmış vasıtalarla duyurulur, ayrıca varsa yerel gazete ile ilân edilir. Yapılacak çalışmalarda 2, 4, 14, 17, 19 ve 21. maddeler ile 13. maddenin (B) ve 20. maddenin (B), (C) ve (D) bentleri hükümleri uygulanmaz". Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisiise, aynı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a gereğince yapılan tesbitte taşınmazın mülkiyeti, çapı ve yüzölçümü tartışma konusu edilemez, bu işlemde uygulama kabiliyeti bulunmayan ve harita tekniğine uymayan haritalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek, bu tesbitin kesinleşmesi halinde, tapu malikleri adına tapuya tescil edilir. Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve Yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı iddiasıyla açılan davada kadastro mahkemesi görevli olup, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin davalarda kadastro mahkemesi görevli değildir. Somut olayda; Hazine, çekişmeli taşınmazın yenilemeden önceki haliyle kısmen yörede 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi hükümlerine göre yapılan 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu bölümün tesbitinin iptalini ve Hazine adına tescilini istediğine ve dava dilekçesi aynı zamanda mülkiyete ilişkin bir istem içerdiğine göre, mülkiyete ve tasarrufa ilişkin bu davada genel mahkeme görevlidir. Ancak, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2 - a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı yöntemince araştırılmalı ve bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmelidir. Bu nedenle, mahkemece; çekişmeli parselin yenilemeden önceki tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı, haritası ve tutanağı getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesiyle, 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı, yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulmalı, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı saptanırsa, Hazinenin bu yöne temas eden davasının reddine karar verilmeli; dava dilekçesinde aynı zamanda taşınmazın bir bölümünün 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı iddia edildiğinden, bu davada kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, mülkiyete ilişkin bu dava yönünden görevsizliğe karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır." gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, .... parsel sayılı taşınmazın uygulama kadastro tespitinin iptaline,....mahallesi 156 ada 228 parsel sayılı taşınmazın .... Müdürlüğünün 14/08/2012 tarih 21628 yevmiye numarası ile oluşturulan tescil krokisi gibi 2181,35 m2 olarak tapu kaydındaki niteliği ile tapu kaydındaki malikleri adına tapuya tesciline, .... ili, .... parsel sayılı taşınmazın .... 14/08/2012 tarih 21628 yevmiye numarası ile oluşturulan tescil krokisi gibi 650 m2 olarak tapu kaydındaki niteliği ile tapu kaydındaki malikleri adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar davacı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza ilişkindir.
...... parsel sayılı 2850,00 m² yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmaz, tapuda davalı adına kayıtlıyken 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi kapsamında yapılan çalışma sonucu 155 ada 228 parsel adı altında aynı niteliği ile 2831,35 m² yüzölçümlü olarak aynı malik adına tespit edilmiş, .... Köyünde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yenileme çalışmalarının 13.10.2011 günü kesinleşmesi sonrasında tapuya kaydedilmiştir. Yargılama sırasında ... Mahkemesinin 2002/334 E. sayılı dosyasında iş bu dosyada davacı Hazine tarafından davalı ... hasım gösterilerek açılan tespite itiraz ve tescilistemli davada, davaya konu taşınmazın 650 m2"lik bölümü yönünden yapılan tespitin iptali ile bu bölümün tarla vasfı ile Hazine adına tesciline dair verilen karar infaz edilmiş olup, taşınmaz aynı ada ve parsel numarası ile 2181,65 m2 olarak davalı ... adına, geriye kalan 650 m2"lik bölümü ise 156 ada 442 parsel Hazine adına tarla vasfı ile tescil edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 20.04.1990 yılında ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ..."tan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.