9. Hukuk Dairesi 2011/9749 E. , 2013/13745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti,vergi iadesi ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı işveren ile anlaştığı ücret miktarının düşürülmesi üzerine iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek; kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin ücreti ve vegi iadesi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili; davacının iş akdinin devamsızlığı nedeni ile haklı olarak işveren tarafından feshedildiğini; bir an için davacının, iş akdini haklı olarak feshettiği kabul edilse dahi ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak; davanın reddini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ç)Temyiz:
Karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
D)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz türü ve bu faizin başlangıç tarihi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır.
Somut olayda; kıdem tazminatı alacağına, fesih tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerekirken; dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- İzin ücretinin, çıplak ücret üzerinden mi yoksa giydirilmiş ücret üzerinden mi hesaplanacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İzin ücreti alacağı, çıplak ücret üzerinden hesaplanmalıdır. Mahkemece, izin ücreti alacağının giydirilmiş ücret miktarı esas alınarak hesaplanması hatalıdır.
4- İzin ücreti ve ücret alacakları açısından talebin aşılıp aşılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı; dava dilekçesinde kısmı dava açmış ve izin ücreti olarak 1000 TL, ücret alacağı olarak ise 640 TL talep etmiştir. Bilirkişi raporundan sonra davacı, davasını ıslah ederek; yıllık izin alacağına ilşkin talebini 6.699,17 TL"ye yükseltmiştir. Davacı tarafından neticeten izin ücreti 6.699,17 TL, ücret alacağı ise 640 TL olarak talep edilmiş olmasına rağmen; mahkemece talep aşılarak izin ücretinin 8.493,17 TL, ücret alacağının ise 1.132,42 TL olarak hüküm altına alınması hatalı olup, bu hususta ayrı bir bozma nedenidir.
5- Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son brüt ücretidir. Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır.
Somut olayda; davacı, iş yerinde yol ve yemek yardımlarından yararlandığını ve bu yardımların bedellerinin brüt ücrete giydirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacıya yol ve yemek yardımı yapıldığı tespit edilememiştir. Bir başka anlatımla; davacı, yol ve yemek yardımlarından faydalandığını ispat edememiştir. Bu nedenle kıdem tazminatına esas brüt ücret hesaplanırken, yol ve yemek yardımı bedellerinin ücrete dahil edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.